Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

    YÛŞÂ ALEYHİSSELÂM

    FIRTINA
    FIRTINA
    Moderatör


    Mesaj Sayısı : 3752
    Doğum tarihi : 09/08/69
    Kayıt tarihi : 08/12/09
    Tecrübe Puanı : 24
    Yaş : 55
    Ülke : Almanya

    YÛŞÂ ALEYHİSSELÂM Empty YÛŞÂ ALEYHİSSELÂM

    Mesaj tarafından FIRTINA C.tesi Ara. 19, 2009 1:54 am

    Mûsâ aleyhisselâmın yeğenidir. Yûsüf aleyhisselâmın soyundandır.

    YÛŞÂ ALEYHİSSELÂM


    İsrâiloğullarına
    gönderilen peygamberlerdenç Mûsâ aleyhisselâmdan sonra gönderilmiş olup
    Mûsâ aleyhisselâmın yeğeni veya vekiliydi. İsmi Yûşâ olup,
    Hıristiyanlar Yeşû diyorlar. Yûsuf aleyhisselâmın neslinden gelen
    Nûn'un oğludur. Annesi Mûsâ aleyhisselâmın kızkardeşidir. Yûşâ
    aleyhisselâm Mûsâ aleyhisselâma bildirilen dinin esaslarını insanlara
    tebliğ etti. Mısır'da doğan Yûşâ aleyhisselâm, Mûsâ aleyhisselâmın
    husûsi talebesi, hâlis hizmet görücüsü ve en yakın dostlarındandı. Mûsâ
    aleyhisselâm Firavun'un zulmü üzerine Allahü teâlânın emriyle kendine
    inanan ve tâbi olanlarla birlikte Mısır'dan Tih sahrasına hicret
    ederken Yûşâ aleyhisselâm da onunla beraber bulundu. Mûsâ
    aleyhisselâmın Hızır aleyhisselâmla görüşmek üzere çıktığı yolculukta
    onunla berâber bulundu. Mûsâ aleyhisselâm Hızır aleyhisselâmla
    karşılaşınca Yûşâ aleyhisselâm geriye döndü. Allahü teâlâ, Mûsâ
    aleyhisselâmın kavmine Arz-ı Mev'ûdu (Filistin ve Şam bölgesini) ihsân
    edeceğini bildirdi. Fakat isrâiloğulları o beldelerde zâlim ve zorba
    bir kavim olan Amâlikalıların bulunduğunu ileri sürerek gitmek
    istemediler. Allahü teâlâ Mûsâ aleyhisselâma vahyedip: ''Ey Mûsâ! Ben
    burayı sizin için memleket ve yerleşme yeri olarak yazdım; takdir
    ettim. Oraya git ve düşmanlardan kim varsa onlarla harp et. Zirâ onlara
    karşı sizin yardımcınız benim. Kavminden her koldan bir temsilci
    (nakib) seç al. Onlar vefâkar ve itâatkar olsunlar.'' buyurdu. Bunun
    üzerine Mûsâ aleyhisselâm her bir koldan iyi haber toplayan, sözünde
    sâdık ve vefâkar birer temsilci seçti. Bunları Eriha şehri ve ahâlisi
    hakkında bilgi toplamak için gönderdi. Aralarında Yûşâ bin Nûn'un da
    bulunduğu haber toplamakla vâzifeli kimseler Eriha'ya gittiler. O belde
    ahâlisinin iri cüsseli, çok kuvvetli ve kalabalık olduğunu görünce
    korktular. Geriye dönüp kavimlerine gördüklerini anlatarak onların
    harbe gitmelerine mâni oldular. Mûsâ aleyhisselâmın kavmi, gelen
    temsilcilerin anlattıklarını dinleyip harp etmekten vaz geçtiler.
    İçlerine korku düşüp, feryâda başladılar: ''Keşke Mısır'da ölseydik.
    Yâhut burada ölsek de, Allah bizi o zâlimlerin memleketine sokmasa,
    yoksa hanımlarımız, çocuklarımız ve mallarımız ganimet olarak
    kalacak.'' dediler. Temsilciler içinde bulunan, Allahü teâlânın
    kendilerinden ''İsmet ve tevfik'' ile haber verdiği Yûşâ bin Nûn ile
    Kâlib bin Yuknâ ise kavimlerine gelip, Eriha beldesi ahâlisinin kötü
    hallerinden bahsetmediler. Diğer kabilelerden o belde ahâlisi
    hakkındaki haberleri duyanlara ise korkulacak birşey olmadığını, Allahü
    teâlânın yardım ve inâyetiyle Eriha'nın fethedileceğini bildirip, Mûsâ
    aleyhisselâma yardımcı olmaya çalıştılar. Onlara dediler ki:

    Ey
    İsrâiloğulları! Cebbarların (zâlimlerin) şehrinin kapısından hemen
    girin (onların vücutlarının büyüklüğünden korkmayın. Biz onları gidip
    gördük ve öğrendşk. Onların bedenleri büyük ve kuvvetli fakat kalpleri
    zayıftır. Sizinle harp etmeye rûhi mentânetleri yoktur.) Bir defâ
    kapıdan girdiniz mi ( Allahü teâlânın vâd ettiği yardımın size
    gelmesiyle) elbette siz gâliblerden olursunuz. Siz gerçekten inanan,
    Allahü teâlânın vâdini tasdik eden kimseler iseniz, (Allahü teâlânın
    kudretine, size yardım edeceği hakkındaki vâdine, Mûsâ aleyhisselâmın
    peygamber olduğuna inanıyor, imân ediyorsanız, düşmanların boy ve
    cüsselerine bakarak aldanmayınız. Onlardan korkmayınız. Size ilâhi
    yardımın geleceği husûsunda ve bütün her hâlinizde) Allahü teâlâya
    tevekkül ediniz. ( O'na itimad ediniz. Yanlız o'na güveniniz ve
    cihâddan geri durmayınız.) (Mâide sûresi: 23). Fakat İsrâiloğulları
    onların söylediklerine inanmadılar ve Mûsâ aleyhisselâmın nasihatlerine
    uymadılar. Yûşâ bin Nûn ve Kâlib bin Yuknâ aleyhisselâm taş ve
    sopalarla öldürmek istediler. İsrâiloğulları Yûşâ bin Nûn ve Kâlib bin
    Yuknâ'yı taşlayıp, Mûsâ aleyhisselâma karşı gelerek Allahü teâlâ isyân
    edince Mûsâ aleyhisselâm üzüldü. Allahü teâlâ isrâiloğullarını kırk
    sene müddetle Ary-ı Mev'ûd denilen bölgeye girmelerini haram kıldığını
    bildirdi. ''Biz harbe gitmeyiz'' diyerek isyân eden kimseler kırk sene
    müddetle Tih sahrasında şaşkın bir hâlde dolaştılar. Kırk sene içinde
    öldüler. Kırk senenin sonuna doğru Hârûn aleyhisselâm vefât etti. Mûsâ
    aleyhisselâm vefât ederken yerine Yûşâ aleyhisselâmı halife bıraktı.
    Allahü teâlâ Yûşâ aleyhisselâmı da İsrâiloğullarına peygamber olarak
    vazifelendirdi. Bu sırada Mûsâ aleyhisselâma karşı çıkıp; ''Biz harbe
    gitmeyiz'' diyen kimseler ölmüş, onların yerlerine oğulları ve
    torunları çoğalmıştı. Allahü teâlâ Yûşâ aleyhisselâma isrâiloğullarını
    toplayıp Tşh sahrasından çıkarmasını ve Arz-ı Mev'ûd denilen bölgeye
    gidip cebbârlarla (zâlimlerle) harp etmesini emretti. Yûşâ aleyhisselâm
    İsrâiloğullarını toplayarak Eriha şehrini kuşattı. Kuşatma altı ay
    sürdü. Nihâyet bir cumâ günü akşam üzeri mûcizeler göstererek şehri
    fethetti. Yûşâ aleyhisselâm ve o'na inananlar Eriha'yı fethettikten
    sonra İlyâ (Eyliyâ) şehrini de aldılar. Bu şehrin Yûşâ aleyhisselâm
    tarafından fethedildiğini duyan çevre şehirlerin hükümdarlarından beşi
    bir araya gelip İsrâiloğullarıyla topluca savaşa girdiler. Sonunda
    hepsi de yenilerek hezimete uğradılar.

    Yûşâ aleyhisselâm Eriha
    ve İlyâ şehirlerini ve civârını fethettikten sonra Belka şehri üzerine
    yürüdü. Belka şehrini de fethedip, Belâk adındaki hükümdarını ve İsm-i
    A'zam duâsını bildiği halde Yûşâ aleyhisselâmın ordusuna karşı bedduâ
    etmeye teşebbüs eden, fakat ibret için dili göğsü üzerine sarkık kalan
    Bel'âm bin Bâûrâ'yı öldürdü. böylece Belka şehride fethedilmiş oldu.
    Eriha, İlyâ ve Belka şehirlerinin fethedilmesinden sonra Arz-ı Mev'ûd
    diye bilinen Filistin ve Şam diyarı da peyderpey İsrâiloğullarının
    eline geçti. Fetihler yedi sene devâm edip Kudüs şehri de Yûşâ
    aleyhisselâm ve ona inananlar tarafından fethedildi. Bu bölgedeki diğer
    şehirleri de fetheden Yûşâ aleyhisselâm batıda beş şehre gidip orayıda
    düşmanlardan aldı. Daha sonra Şam diyârına giderek orada yerleşmiş otuz
    bir hükümdarlığın beldelerini zaptetti. Putperest ve Allahü teâlâya
    isyân eden hükümdarları öldürtüp memleketlerini İsrâiloğulları arasında
    taksim etti. İsrâiloğullarını Arz-ı Mev'ûd'a yerleştiren Yûşâ
    aleyhisselâm, onlara Mûsâ aleyhisselâma nâzil olan Tevrât'ı okudu ve
    hükümlerini açıkladı. Onların Allahü teâlâya imân ve ibâdet üzere
    kalmalarına çalıştı. Yûşâ aleyhisselâm, Mûsâ aleyhisselâmın vefâtından
    sonra yirmi yedi yıl insanlara Allahü teâlânın emirlerini bildirdi.
    Ömrünün sonuna doğru hastalandı. Yerine Kâlin bin Yuknâ'yı halife tâyin
    etti. Yüz yirmi yedi yaşında vefât etti. Kabrinin Nablûs veya Haleb
    yakınındaki Mearre şehrinde olduğu rivâyet edilir. Yûşâ aleyhisselâm
    İstanbul'a hiç gelmedi. Beykoz Tepesinde ziyâret edilmekte olan kabrin
    Yûşâ peygambere âit olduğu söyleniyorsa da târihi bilgilere uygun
    değildir. Bu bir veli veyâ havârilerden birine âit olabilir. Böyle ise
    yine kıymetlidir. Kabrin Yûşâ peygambere âit olup olmadığını kesin
    olarak söylemek uygun değildir. Yûşâ aleyhisselâm karayağız, orta
    boylu, güzel yüzlü, iri gözlü, yassı göğüslü bir görünüşe sahipti.
    Yüzünün güzelliği Yûsuf aleyhisselâma çok benzerdi. Cesûr, kahraman,
    yiğit, harp taktik ve tekniğinde mahâret sâhibiydi. Mûsâ aleyhisselâma
    gönderilen Tevrât'ın hükümleriyle amel edip, insanlara tebliğ etmekle
    vazifelendirilmişti. Tefsir âlimleri Mâide sûresi 23. âyetinde
    bildirilen Allahü teâlâya imân edip, o'ndan korkanlardan iki kimseden
    birisinin ve Kehf sûresi 60- 65. âyetlerinde bildirilen Mûsâ
    aleyhisselâmın Hızır aleyhisselâmla görüşmek üzere yolculuk ettiği
    sırada yanında bulunan gencin Yûşâ aleyhisselâm olduğunu
    bildirmişlerdir.

    MÛCİZELERİ:

    1- Yûşâ aleyhisselâm,
    Eriha'yı fethetmek üzere İsrâiloğullarını topladı. Yolculuk esnâsında
    Şeria (Ürdün) Nehrinin suları çok olduğu için geçemediler. Nehrin
    üzerinde köprü de yoktu. Yûşâ aleyhisselâm duâ edince Şeria Nehrinden
    bir yol açıldı. İsrâiloğulları o yoldan geçtikten sonra sular tekrar
    eskisi gibi akmaya devâm etti. 2- Bir şehrin fethi esnâsında kuşatma
    uzun sürmüştü. Bütün çalışmalara rağmen surlarda gedik açılmamıştı.
    Yûşâ aleyhisselâm duâ etti. Allahü teâlânın kudretiyle yer sarsılıp
    kalenin surları yıkıldı. Yûşâ aleyhisselâm ve ona inananlar şehre girip
    fethettiler. 3-Yûşâ aleyhisselâm Kudüs şehrini fethetmek için muhâsara
    etti. Bir cumâ günü akşam üzeri güneş batarken, güneşin bir müddet daha
    batmaması için Allahü teâlâya yalvardı: ''Ey Allah'ım! Güneşi geri
    al!'' diye duâ etti. Allahü teâlânın emri ve takdiri ile batmak üzere
    olan güneş yükseldi. Bir müddet daha gündüz devâm edip Kudüs
    fethedildikten sonra battı.

    Ahmed bin Hanbel'in Müsned'inde
    bildirdiği hadis-i şerifte; ''Güneş hiçbir kimse için batmaktan
    alıkonulmaz. Ancak Beyt-i Mukaddesi fethetmek için gittiği gecelerden
    birinde Yûşâ aleyhisselâm için batmaktan alıkonuldu.'' buyuruldu.

      Forum Saati C.tesi Kas. 23, 2024 6:59 am