Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

    ZÜLKARNEYN ALEYHİSSELÂM

    FIRTINA
    FIRTINA
    Moderatör


    Mesaj Sayısı : 3752
    Doğum tarihi : 09/08/69
    Kayıt tarihi : 08/12/09
    Tecrübe Puanı : 24
    Yaş : 55
    Ülke : Almanya

    ZÜLKARNEYN ALEYHİSSELÂM Empty ZÜLKARNEYN ALEYHİSSELÂM

    Mesaj tarafından FIRTINA C.tesi Ara. 19, 2009 1:49 am

    Velî veyâ peygamberdir.

    ZÜLKARNEYN ALEYHİSSELÂM


    Peygamber
    veyâ veli. Kur'ân-ı kerimde kıssası, doğuya ve batıya seferleri zükr
    edilmiştir. Asıl ismi İskender'dir. Doğuya ve batıya gittiği için
    İskender-i Zülkarneyn diye anılmıştır. Nûh aleyhisselâmın oğlu Yâfes'in
    soyundandır. Peygamber olup olmadığı açıkca bildirilmedi. Yemen'de
    yaşamış olan münzir iskender ile Aristo'nun talebesi olan Makedonyalı
    İskender'den daha önce yaşadı. Sâlih bir zât olan Zülkarneyn
    aleyhisselâmı Allahü teâlâ yeryüzündeki insanlara emir ve yasaklarını
    tebliğ ile vazifelendirdi. Zülkarneyn aleyhisselâm Allahü teâlâ niyâzda
    bulunup; kendisine kuvvet vermesini, insanlar arasında hangi ilim ve
    adâletle hükmesini gerektiğinin bildirilmesini istedi. Allahü teâlâ
    şöyle buyurdu: ''Sana verdiğim vazifeyi yapabikmen için kuvvet ihsân
    ederim. Göüsini açarım. Herşeye gücün yetecek hâle gelirsin. Anlayışını
    açar, konuşmanı genişletirim, kulağını açarım, tâ uzaktakileri
    işitirsin. basiretini genişletirim, çok uzakları görür, herşey nüfûz
    edersin. Her şeyi sağlam yaparsın. İstediğin herşeyi ihsân ederim. Sana
    heybet veririm hiç kimse sana kötü gözle bakamaz. Ben sana yardım
    ederim. Hiç bir şey sana zarar vermez. seni kuvvetlendiririm. hiş bir
    şeye yenilmezsin. Kalbine kuvvet veririm hiçbir şeyden korkmazsın.
    Aydınlık ve karanlığı emrine verir, onları senin askerin yaparım.
    Aydınlık senin önünde yol gösterir, karanlık arkandan seni muhâfaza
    eder.'' Allahü teâlâ hazret-i Zülkarneyn'in emrine bulutları ve başka
    vâsıtaları verdi. Ona ilim ve kudret, insanlar üzerine tasarruf
    hâkimiyeti verdi. Ayrıca beyaz ve siyah olmak üzere iki sancak ihsân
    etti. Zifiri karanlık olan gecede beyaz sancağı açınca, ortalık
    aydınlığa gark olurdu. Gündüz harp ederken düşman askerinin karanlıkta
    kalmasını arzu ederse siyah sancağını açar, düşman tarafı zifiri
    karanlık, kendi tarafı aydınlık olur, böylece düşmana kısa zamanda
    gâlip gelirdi. Her sefere çıkışında önü aydınlık, arkası karanlık
    olurdu. Çok geçmeden memleketi genişledi. Devleti güçlendi. Allahü
    teâlânın emir ve yasaklarını bütün dünyâya yaymağı azmetti. Teyzesinin
    oğlu Hızır aleyhisselâmı kendisine vezir, ordusuna kumandan tâyin etti.
    Allahü teâlânın emriyle müminlerden meydana gelen ordusu ilk önce
    batıya yürüdü. Vardığı yerlerde kâfirleri hak dine dâvet etti.
    İnsanlara iyilik ve ihsânlarda bulundu. İnanmayanlarla harp etti.
    Batıda meskûn (yerleşilmiş) yerlerin sonuna vardı. Artık karalar bitmiş
    denizler başlamıştı. Oraya vardığı sırada orada bir kavim buldu. Bu
    kavim kÂfir olup vahşi hayvan derisinden elbise giyerler, denizin
    dışarı attığı balık cinsinden şeyleri yiyerek geçinirlerdi. Zülkarneyn
    aleyhisselâm bu kavmi, güzel muâmelede bulunarak hak dine dâvet etti.
    Kavimden bir kısmı imânla şereflendi bir kısmı ise imân etmekten yüz
    çevirdi. zülkarneyn aleyhisselâm inanmayanların üzerine yürüdü ve
    onları karanlıkta bıraktı.Onlar karanlıkta ne yapacaklarını
    bilemediler. Sonunda pişman olup tövbe ettiler ve Allahü teâlânın
    varlığına, birliğine inandılar. Zülkarneyn aleyhisselâm müminlerden
    kurduğu ordusu ile uğradığı her yerdeki bütün insanları hak dine dâvet
    etti. Allahü teâlâya imân ve ibâdete çağırdı. İmân etmeyenler
    cezâlarını gördüler. Yaya olarak Mekke-i mükerremeye gitti ve
    haccetti.İbrâhim aleyhisselâmla görüşüp hayır duâsını aldı.
    Nasihatlerine kavuştu. Daha sonra doğuya yöneldi. Güneşin ilk
    ışıklarının vurduğu en uçtaki kara parçasına vardı.Zülkarneyn
    aleyhisselâm orada, yer altındaki manzenlerde yaşayan kavmi hak dine
    dâvet etti. Daha sonra kuzeye bir sefer yaptı. İki dağ arasına vardı. O
    iki dağın yakınında oturan kalabalık bir kavimle karşılaştı. O kavmi de
    hak dine dâvet etti. Kavmin pâdişâhı Zülkarneyn aleyhisselâmı iyilikle
    karşıladı ve hediyeler takdim etti. Bütün kavmiyle birlikte hak dini
    kabul etti. Zülkarneyn aleyhisselâmın iltifatlarına kavuştu. Ye'cüc ve
    Me'cüc adlı kavimlerin zararından şikâyette bulundu. Zülkarneyn
    aleyhisselâm o kavimle birlikte Ye'cüc ve Me'cüc'ün zararından korunmak
    için sed yaptılar.

    Zülkarneyn aleyhisselâm bir seferi esnâsında
    hiçbir dünyâ malı ve serveti olmayan, rızıklarını sebzeden temin eden
    bir kavme rastladı. Ayrıca bu kavimde herkes kendi mezarını kazar,
    hergün mezarını temizler ve ibâdetlerini burada yaparlardı. Zülkarneyn
    aleyhisselâm o kavmin hükümdarıyla da görüştü. Hükümdar kendilerinin
    dünyâya önem vermediklerini, âhiretini hatırlamak için de ibâdetlerini
    mezarlarda yaptıklarını anlattı. Zülkarneyn aleyhisselâm Allahü
    teâlânın yardımıyla, doğu, batı ve kuzeydeki bütün ülkeleri feth edip,
    Allahü teâlânın emir ve yasaklarını yayma vazifesini tamamladıktan
    sonra, askerine izin verdi. Kendisi Medine ileŞam arasında
    Dûmet-ül-Cendel denilen yerde insanlardan ayrıldı. Yanlız Allahü
    teâlâya ibâdet ve tâatle meşgul oldu. Vefât etmeden önce yakınlarına
    ''Ben vefât edince usûlüne uygun yıkayıp kefenleyin. Sonra tabuta
    koyun. Yanlız kollarım dışarda sarkık kalsın. Hazinelerimi de katırlara
    yükleyin'' diye vâsiyette bulundu. Söyledikleri aynen yapıldı. Az bir
    zaman sonra da vefât etti.Mekke'ye veya Mekke civârındaki Tehâme
    Dağlarında bir yere defn edildi. İskender-i Zülkarneyn böyle vâsiyet
    etmekle ''Arkamdan gelen ordular ile doğu ve batıya hâkim oldum.
    Hizmetçilerim emrimden çıkmadı. Dünyâyı baştan başa tuttum. Sayısız
    hazinelerim vardı. Fakat bütün bu dünyâ nimetleri kalıcı değildir.
    Gördüğünüz gibi mezâra eller boş gidiliyor. Dünyâ malı dünyâda kalıyor.
    Sizler âhirette de faydalı olacak işler yapın.'' demek istedi.
    Zülkarneyn aleyhisselâm beyaz-kırmızı benizli, orta boylu idi. Güzel
    ahlâk sâhibi, Hakka teslimiyeti tam, halkına karşı mütevâzi, alçak
    gönüllü ve adâler sâhibi idi.Gazâ ve cihâda çıkmakta, beldeleri
    tâmirdeçok gayretli idi. Dünyâ malına rağbet etmez, elinin emeği,
    alnının teri ile geçinirdi. Bunun için zenbil örer kendine, çoluk
    çocuğuna bu paradan harcar, artanını fakirlere sadaka verirdi. Ye'cüc
    ve Me'cüc kavminin zararlarına mâni olmak için sed yapmıştı. Sedi
    rivâyetlere göre Asya'nın doğusundaki mümin Türklerin ricâsı üzerine
    inşâ etmişti. İki dağ arasına taş ve demirden yapılmış olan bu sed
    bugünkü Çin seddinden başkadır. Kur'ân-ı kerimin Kehf sûresi :83-98.
    âyet-i kerimelerinde Zülkarneyn aleyhisselâmla ilgili haberler
    verilmektedir. Peygamber efendimiz, sallallahü aleyhi ve sellem de
    buyurdu ki:

    İsmini duyduğunuz kimselerden yeryüzüne dört kişi
    mâlik oldu. İkisi mümin ikisi kâfir idi.Mümin olan ikisi Zülkarneyn il
    Süleymân (aleyhisselâm) idi. Kâfir olan ikisi de Nemrûd ile Buhtunnasar
    idi. Beşinci olarak yeryüzüne benim evlâdımdan biri yâni Mehdi mâlik
    olacaktır

      Forum Saati C.tesi Kas. 23, 2024 7:09 am