Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

    LOKMAN ALEYHİSSELÂM

    FIRTINA
    FIRTINA
    Moderatör


    Mesaj Sayısı : 3752
    Doğum tarihi : 09/08/69
    Kayıt tarihi : 08/12/09
    Tecrübe Puanı : 24
    Yaş : 55
    Ülke : Almanya

    LOKMAN ALEYHİSSELÂM Empty LOKMAN ALEYHİSSELÂM

    Mesaj tarafından FIRTINA C.tesi Ara. 19, 2009 1:48 am

    Velî veyâ peygamberdir.

    LOKMAN ALEYHİSSELÂM


    Peygamber
    veya veli. Dâvud aleyhisselâmın zamânında, Arabistan'ın Umman tarafında
    yaşadı. Dâvud aleyhisselâmla görüşüp ondan ilim öğrendi. Dâvud
    aleyhisselâma peygamberlik bildirilmeden önce, müfti olan Lokman Hakim,
    Dâvud aleyhisselâma peygamberlik bildirildikten sonra fetvâ vermeyi
    bıraktı. Dâvud aleyhisselâma ümmet oldu. Kendisine hikmet verildi.
    Eyyûb aleyhisselâmın teyzesinin oğlu oldu daa rivâyet edilmektedir.
    Fransız bilginlerinin, Calinos'un (Galen'in) bir adı da Lokman Hakim
    idi demeleri yanlıştır. Çünkü Lokman Hakim, Dâvud aleyhisselâm
    zamânında; Calinos (Galen) ise, ondan bin yıl kadar sonra yaşamıştır.
    Lokman ismi Kur'ân-ı kerim'de geçmekte olup, bir sûreye (otuz birinci
    sûre) Lokman ismi verilmiştir.Bu sûrenin on ikinci âyetinde meâlen;
    ''Biz Lokman'a hikmet verdik.'' buyrulmaktadır. Buradaki hikmet
    tâbirinin; akıl, anlayış, ilim, ilimle amel etmek ve doğru karar vermek
    demek olduğu tefsir kitablarında yazılıdır. Lokman Hakim tabiplerin
    piridir. Hikmetli sözleri ve oğluna verdiği nasihatler meşhurdur.
    Kur'ân-ı kerim'de Lokman sûresi 3. âyet-i kerimede meâlen; ''Bir vakit
    Lokman oğluna öğüt vererek şöyle demişti: Yavrum! Allah'a ortak koşma,
    çünkü şirk çok büyük zulümdür.'' buyrulmaktadır.

    Lokman
    Hakim'e sen bu hâle nasıl geldin dediklerinde; ''Doğru sözlü olmak,
    emâneti yerine getirmek, lüzumsuz söz ve işi terk etmekle.'' cevâbını
    verdi. İnsanlar ondan nasihat istediler, o da şöyle nasihat etti:
    Öncekilerin ve sonrakilerin ilimleriyle ameledilebilmesi için sekiz
    şeye dikkat etmek lazımdır. Dört zamanda dört şeyi korumak gerekir;
    Namazda gönlü, halk arasında dili, yiyip içmede boğazı, bir kimsenin
    evine girince de gözü korumaktır. İki şeyi hâtırdan hiçbir zaman
    çıkarmamalıdır. Bunlar; Allahü teâlânın büyüklüğü ve ölümdür. İki şeyi
    de tamâmen unutmaya çalışmalıdır. Bunlar da; bir kimseye yapılan iyilik
    ile dost ve yakınlardan görülen kötülüktür.'' Lokman Hakim'in oğluna
    nasihatlarının bir kısmı şöyledir: ''Ey oğlum! Dünyâ derin deniz
    gibidir. Çok insanlar onda boğulmuştur. Geminin takvâ, yükün imân,
    hâlin tevekkül olsun, umulurki kurtulursun.''

    ''Ey oğlum!
    Âlimlere karşı öğünmek, akılsızlarla inatlaşmak ve meclislerde,
    toplantılarda gösteriş yapmak için ilim öğrenme! İhtiyâcım yok diyerek
    de ilmi terk etme.'' ''Ey oğlum! Allahü teâlâyı anan (hâtırlayan)
    insanlar görürsen onlarla otur. Âlim olsan da, ilminin faydasını
    görürsün ve ilmin artar, sen ehil isen sana öğretirler. Allahü teâlâ
    onlara olan rahmetinden seni de faydalandırır. Allahü teâlâyı
    ziktetmeyenleri görürsen onlardan uzak dur.'' ''Ey oğlum! Horoz senden
    daha akıllı olmasın! O, her sabah zikir ve tesbih ediyor, sen ise
    uyuyorsun.''

    ''Ey oğlum! Seçilmiş kullara teslim ol, kötülerle
    dost olma.'' ''Ey oğlum! İnsanlara iyilikleri emir ve nasihat edip
    kendini unutma! Yoksa mum gibi olursun. Mum insanları aydınlatır, fakat
    kendini yakıp eritir.'' ''Ey oğlum! Yalandan çok sakın! Çünkü dinini
    bozar ve insanlar yanında mürüvvetini azaltır. Bununla hayânı, değerini
    ve makâmını kaybedersin.''

    ''Ey oğlum! Kötü huydan,
    gönüldağınıklığından sakın. Sabırsız olma, yoksa arkadaş
    bulamazsın.İşini severek yap, sıkıntılara katlan. Bütün insanlara karşı
    iyi huylu ol.'' ''Ey oğlum! Hep üzüntülü olma, kalbini dertli kılma.
    İnsanların elinde olana tamâ etmektensakın. Kazâya râzı ol ve Allahü
    teâlânın sana verdiği rızka kanâat et.'' ''Ey oğlum! Dünyâ geçici ve
    kısadır. Senin dünyâ hayâtın ise azın azıdır. Bunun da azının azı
    kalmış, çoğu geçmiştir.''

    !!Ey oğlum! Tövbeyi yarına bırakma,
    çünkü ölüm ansızın gelip yakalar.'' ''Ey oğlum! Sükût etmekle pişmân
    olmazsın. Söz gümüş ise sükût altındır.'' ''Ey oğlum! Helâl lokma ye ve
    işlerinde âlimlere danış, işlerini nasıl yapacağını onlara sor.'' ''Ey
    oğlum! Âlimler meclisine devâm et. Bahar yağmuru ile yeryüzünü
    yeşillendiren Allahü teâlâ, âlimlerin meclisindeki hikmet nûru ile de
    müminlerin kalbini aydınlatır.''

    ''Ey oğlum! Amel ancak yakın
    (Allahü teâlâya olan ilim ve mârifet) ile yapılır. Herkes yakini
    nisbetinde amel eder. Amel noksanlığı, yakin noksanlığından gelir.''
    ''Ey oğlum! Bir hatâ işlediğinde hemen tövbe et ve sadaka ver.'' ''Ey
    oğlum! Ölümden şüphe ediyorsan uyku uyuma. Uyuduğun ve uyumak
    mecbûriyetinde kaldığın gibi, ölüme de mahkûmsun. Dirilmekten de şüphe
    ediyorsan, uykudan uyanma. Uykudan uyandığın gibi öldükten sonra da
    dirileceksin.''

    ''Ey oğlum! Helâl kazanç ile yoksulluktan
    korun. Yoksul kimse şu üç musibetle karşılaşır: Din zayıflığı, akıl
    zayıflığı ve mürüvvetin kaybolması.'' ''Ey oğlum!Merhamet eden merhamet
    bulur. Sükût eden selâmete erer, hayır söyleyen kâr eder, kötü konuşan
    günâhkar olur, diline hâkim olmayan pişmân olur.'' ''Ey Oğlum!
    Dünyâmalından yetecek kadarını al, fazlasını âhiret için hayra sarfet,
    Sıkıntıya düşecek ve başkasının sırtına yük olacak şekil de tembellik
    etme.''

    ''Ey oğlum! Sakin kimseyi küçük görüp hakâret etme. Çünkü onun da senin de rabbimiz birdir.''

    Lokman
    Hakim'in oğlu: ''Babacığım, insanda hangi haslet daha iyiydir?'' diye
    sorunca; ''Temiz, hâlis din.'' buyurdu. Eğer iki haslet olursa? ''Din
    ve mal'', üç haslet olursa? ''Din, mal ve hayâ.'' buyurdu. Dört haslet
    olursa? dedi. ''Din, mal, hayâ ve güzel ahlâk.'' buyurdu. Beş haslet
    saymak icâbederse diye sorunca; ''Din, mal, hayâ güzel huy ve
    cömertlik.'' buyurdu. Altı haslet sayarsak deyince; ''Eu oğlum! Allahü
    teâlâ her kime bu beş iyi hasleti verdiyse, o kimse mümin ve
    müttekidir. Allahü teâlâ katında veli ve sevgilidir. Şeytanın şerrinden
    uzaktır.'' buyurdu. Oğlu: ''Babacığım, insandan en kötü haslet
    hangisidir?'' dedi. ''Allahü teâlâyı inkârdır'' buyurdu. İki olursa
    dedi. ''İnkâr ve kibirdir.'' buyurdu. Üç olursa dedi. ''İnkâr, kibir ve
    şükür azlığı.'' buyurdu. Dört olursa dedi. ''İnkâr, kibir, şükür azlığı
    ve cimrilik.'' buyurdu. Beş olursa diye sorunca; ''İnkâr, kibir, şükür
    azlığı, cimrilik ve kötü ahlâk.'' buyurdu. Altı olursa deyince; ''Ey
    oğlum! Bu beş kötü hasletin bulunduğu kimse münâfıktır, şakidir ve
    Allahü teâlâdan uzaktır.'' buyurdu.

    Hafs bin Ömer'den rivâyet
    edildi ki: Lokman Hakim, yanına bir hardal torbası koydu ve oğluna
    nasihat etmeye başladı. Her bir nasihatte bir hardal tânesini çıkardı.
    Nihâyet hardalları tükendi. Sonra da; Ey oğlum! Sana o kadar nasihat
    ettim ki, şâyet bu nasihatler bir dağa verilseudi, dağ yarılır, parça
    parça olurdu'' buyurdu. Oğlu da bu nasihatleri tuttu

      Forum Saati C.tesi Kas. 23, 2024 6:52 am