Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

    YÂKÛB ALEYHİSSELÂM

    FIRTINA
    FIRTINA
    Moderatör


    Mesaj Sayısı : 3752
    Doğum tarihi : 09/08/69
    Kayıt tarihi : 08/12/09
    Tecrübe Puanı : 24
    Yaş : 55
    Ülke : Almanya

    YÂKÛB ALEYHİSSELÂM Empty YÂKÛB ALEYHİSSELÂM

    Mesaj tarafından FIRTINA C.tesi Ara. 19, 2009 1:40 am

    Diğer adı İsrâil'dir. Oğlu Yûsüf aleyhisselâmdan çok ayrı kaldı.

    YÂKÛB ALEYHİSSELÂM


    Ken'an
    diyârında, yâni Fenike denilen sayda, Sûr ve Beyrut ile Filistin ve
    Sûriye'nin bir kısmından ibâret olan bölgede yaşayan insanlara
    gönderilen peygamber. İsmi Yâkûb olup İbrânicede Saffetullah, yâni
    ''Allahü teâlânın sâf ve temiz kıldığı kul'' mânâsına gelmektedir.
    Diğer adı İsrâil olup ''Allah'ın kulu'' mânâsına gelmektedir. İbrâhim
    aleyhisselâmın küçük oğlu olan İshâk aleyhisselâmın oğludur. Yâkûb
    aleyhisselâmın on iki oğlu vardır. Bu yüzden, onun on iki oğlunun
    torunlarına Beni İsrâil, yâni İsrâiloğulları denilmiştir. Oğullarından
    her birinin sülâlesine ''Sıbt'', hepsine birden torunlara mânâsına
    gelen ''Esbât'' denir. Sonradan Yahûdi adı verilmiştir. Yâkûb
    aleyhisselâmın neslinden birçok peygamber geldi: Mûsâ, Hârûn, Dâvûd,
    Süleyman, Zekeriyyâ, Yahyâ ve İsâ aleyhimüsselâm bunlardandır. Yâkûb
    aleyhisselâm Şam'da yeya Medyen'de doğdu. Onun Iys isminde bir kardeşi
    vardı. Çocokluğu babasının yanında geçti. Babası İshâk aleyhisselâm,
    Yâkûb aleyhisselâm için; ''Yâ Rabbi! Neslimden peygamber geleceğini
    buyurmuştun. O vâdini bu oğlumdan zuhûr ettir.'' diye duâ etti. Onun
    soyundan nice peygamberler göndermesi için Allahü teâlâya niyâzda
    bulundu. Yâkûb aleyhisselâm babasının vefâtından sonra annesinin
    tavsiyesi üzerine Harran'da bulunan dayısının yanına gitti. Orada uzun
    müddet kaldı. Dayısının büyük kızı Leyla ile evlendi. Bu evlilikten
    Rabil, Şem'ûn, Lâvi, Yehûda, İsâhar ve Zablûn adlı oğulları ile Dinâr
    isimli kızı doğdu. İbrâhim aleyhisselâmın bildirdiği dinde iki kız
    kardeşle evlenmek câiz olduğundan ilk evliliğinden yedi sene sonra
    dayısının küçük kızı Râhil ile de evlendi. Bu hanımından da Bünyamin ve
    Yûsuf adlı iki oğlu oldu. Belhe ve Zülfâ adlı iki câriyesi vardı. Belhe
    adlı câriyeden Dân ve Neftâle, Zülfâ adlı câriyesinden de Câd ve Âşir
    adlı oğulları doğdu. Böylece on iki oğlu oldu. Kırk sene kadar
    dayısının yanında kalan ve ona hizmet eden Yâkûb aleyhisselâma Allahü
    teâlâdan vahy gelip Ken'an diyârı ahâlisinine peygamber olarak
    vâzifelendirildiği bildirildi. Dayısından izin alarak hanımları,
    oğulları ve kendisine tâbi olanlarla birlikte Harran'dan ayrılıp Ken'an
    diyârına geldi ve oraya yerleşti. Kendisi ve oğulları için evler
    yapğtırdı. Bu sırada Yûsuf ve Bünyamin adlı oğullarının annesi olan
    Râhil vefât etti. Yâkûb aleyhisselâm insanları Hak dine ve tek olan
    Allahü teâlâya inanmaya ve o'na ibâdet etmeye dâvet etti. Ken'an diyârı
    ahâlisinden çok kimse ona imân etti. Ken'an diyârını idâre eden Şüceym
    bin Dâran isimli kral, Yâkûb aleyhisselâma karşı çıktıysa da başarılı
    olamadı. Yâkûb aleyhisselâm anneleri vefât etmiş olan oğulları Bünyamin
    ve hazret-i Yûsuf'u diğer oğullarından çok seviyordu. Çünkü bu ikisi
    anne şefkâtinden mahrûm kalmışlardı. Yâkûb aleyhisselâmın özellikle
    hazret-i Yûsuf'a karşı aşırı muhabbeti olduğu için onu bütün
    oğullarından üstün tutuyor ve yanından ayırmıyordu. Hazret-i Yûsuf yedi
    yaşındayken rüyâsında on bir yıldız, ay ve güneşin kendisine secde
    ettiklerini gördü. Bu rüyâsını babasına anlattı. Rüyâ tâbirini iyi
    bilen Yâkûb aleyhisselâm oğluna ileride büyük nimetlere kavuşacağını ve
    kendisine peygamberlik verileceğini söyleyerek rüyâsını kardeşlerine
    anlatmamasını tavsiye etti.

    Yâkûb aleyhisselâmın oğlu Yûsuf'a
    karşı aşırı muhabbet göstermesini kıskanan diğer oğulları ona hased
    ettiler. Hazret-i Yûsuf'u berâberce tuzak kurup onu öldürmek istediler.
    Babalarından korktukları için de ne şekilde kötülük yapacklarını tesbit
    edemediler. Daha sonra kendi aralarında konuşup Yûsuf aleyhisselâmı yol
    üzerindeki bir kuyuya atmayı kararlaştırdılar. Yûsuf aleyhisselâmı
    babalarından alıp, berâberlerinde götürebilmek için hileye başvurdular.
    Yûsuf aleyhisselâmı alıp kıra götürdüler ve kervanların geçtiği yolun
    kenârındaki bir kuyuya attılar. Sırtındaki gömleğini çıkarıp kestikleri
    bir hayvanın kanıyla boyadılar. Akşam olunca da kanlı gömleği
    babalarına getirip; ''Biz kırda yarış ederken, Yûsuf'u eşyâlarımızın
    yanında bırakmıştık. Onu kurt yemiş.'' dediler. Yâkûb aleyhisselâm kana
    bulanmış fakat hiç yırtık ve çizgi bile olmayan gömleğe bakıp oğlu
    Yûsuf'u kurt yemediğini ve onun hayatta olduğunu anladı. Diğer
    oğullarına o kurdun Yûsufuma karşı şefkâti sizden fazlaymış. Vallahi
    bugüne kadar bu kurt gibi yumuşak huylu bir kurt görmedim. Oğlumu yemiş
    de sırtından gömleğini bile yırtmamış. Bu söyledikleriniz yalandır.
    Yûsuf'a ne ettinizse siz ettiniz. Fakat elimden ne gelir. Benim için
    sabr etmekten güzel bir şey yoktur.'' dedi. İçli içli ağlayıp, kalbini
    Allahü teâlâya bağladı ve oturdu. Yûsuf aleyhisselâmın ayrılığından
    dolayı üzülüyor, fakat bu üzüntüsünü kimseye bildirmiyor, hâlinden de
    kimseye şikâyette bulunmuyor, oğluna kavuşacağı günü hasretle
    bekliyordu. Hasret ve üzüntüsü sebebiyle ağlamasından dolayı gözlerine
    ak inmiş göremez olmuştu. Atıldığı kuyudan bir kervancı tarafından
    çıkarılan ve Mısır'a götürülerek bir köle diye satılan Yûsuf
    aleyhisselâm, Mısır Mâliye Nâzırı tarafından satın alındı.Mâliye
    Nâzırının sarayında özel olarak büyütülen Yûsuf aleyhisselâm, Nâzırın
    ölümünden sonra Mâliye Nâzırı oldu.Aldığı ekonomik tedbirler sâyesinde,
    yedi sene müddetle devâm eden kıtlık esnâsında Mısır halkının rahat va
    refâh içinde yaşamasını sağladı. Yâkûb aleyhisselâm Bünyamin dışındaki
    oğullarını buğday ve erzak almak üzere Mısır'a gönderdi. Yûsuf
    aleyhiselâm onları tanıdı ve ikrâmlarda bulunarak erzak verdirdi.
    İkinci defâ gelişlerinde kardeşleri Bünyamin'i de getirmelerini
    söyledi. Onlar da ikinci gelişlerinde Bünyamin'i getirdiler. Kendi
    anne-baba bir kardeşi olan Bünyamin'i bür tedbirle yanında alıkoydu.
    Yâkûb aleyhisselâmın oğulları üçüncü defâ Mısır'a gidince Yûsuf
    aleyhisselâmın kendini onlara tanıttı. Gömleğini babası Yâkûb
    aleyhisselâma gönderdi. Babasına ve bütün akrâbalarını da Mısır'a dâvet
    etti. Yâkûb aleyhisselâm gömleği yüzüne gözüne sürünce gözleri açıldı.
    Yâkûb aleyhisselâm oğlunun dâveti üzerine bütün akrâbasını alarak
    Mısır'a gidip oğlu Yûsuf aleyhisselâma kavuştu. Yûsuf aleyhisselâm
    babasına ve yanındakilere büyük ikrâmlarda bulundu. Kardeşlerini
    affettiğini bildirdi. Yâkûb aleyhisselâm oğlu hazret-i Yûsuf'a
    kavuştuktan sonra oğullarıyla birlikte on seneden fazla Mısır'da
    yaşadı.İyice ihtiyarlayınca oğullarını başına toplayıp, vasiyette
    bulundu. Oğullarından, tek olan Allahü teâlâya ibâdet edeceklerine dâir
    söz aldıktan sonra vefât etti.Oğulları cenâze namazını kıldılar.
    Vasiyeti üzerine Kudüs yakınlarındaki Halil-zr- Rahmân'da bulunan babsı
    İshak aleyhisselâmın yanına defnedildi. Rivâyete göre burada dört kabir
    vardır. Bunlar İbrâhim aleyhisselâma, İshâk aleyhisselâma, Sâre
    validemize ve Yâkûb aleyhisselâma âittir.

    Yâkûb aleyhisselâm
    Allahü teâlânın seçtiği, kendi zamânında yaşayan insanların sûret
    (görünüş) ve siret (huy ve yaşayış) yönünden en üstünüydü. Buğday
    benizli, uzun boylu, nâzik yapılı bir bedene sâhipti. Babası, İshâk
    aleyhisselâm gibi halim selim, yumuşak huylu, doğru sözlü, kerim ve
    cömertti. Kur'ân-ı kerimde Yâkûb aleyhisselâmın, dinde kuvvetli olduğu,
    ihlâs sâhibi olduğu, sâlihlerden olduğu, seçkin ve hayırlıkimselerden
    olduğu ve rüyâ tâbirini iyi bildiği açıklanmıştır. Yâkûb aleyhisselâmın
    beş çeşit mûcizesi vardı:

    Mucizeleri:1-Duâsı bereketiyle bir
    koyunun karnından dört kuzu doğmuştu. Bir kavim gelip, Ey Allah'ın
    peygamberi, geçen sene koyunlarımız hiç doğurmadı. Cenâb-ı Hakka duâ
    ediniz, hem bu seneki, hem degeçen sene kikuzuları birden versim, diye
    ricâ ettiler. Yâkûb aleyhisselâm duâ edince, her bir koyundan dörder
    tâne doğmak sûretiyle koyunları çoğaldı. 2- Sesi sürekli olup, üç
    konaklık yerden bile duyulurdu. Düşman askerine bağırdığı zaman
    korkularından hep kaçarlardı. 3-Hazret-i Yâkûb'un attığı şey, pek
    uzaklara giderdi.Oğullarını Amâlika kavmiyle muhârebeye gönderince,
    muhâbere esnâsında Yehûda adlıoğlunun, süngü ve mızrakla silâhı
    parçalanmıştı. Yehûda, silâhım kırıldı babacığım, bir silâh gönderiniz,
    diye seslendiği anda, hazret-i Yâkûb işitip, bir dağ başındanönceki
    gibi bir silâh attı ve seslendi. Yehûda sesini işitip, silâhı aldı ve
    hemen düşmana saldırdı ve gâlip geldi.Halbuki aralarında 360km'lik
    mesâfe vardı. 4-Yâkûb aleyhisselâmın duâsı bereketiyle büyük ve küçük
    dağlar yerlerinden kalkmışlardır. Ken'an ahâlisini dine dâvet ettiği
    vakit, orada bulunup, yörenin iki tarafını darlaştıran dağların başka
    yere naklolunmasıyla, yerlerinin geniş bir saha olmasını istemişlerdi.
    Yâkûb aleyhisselâm duâ edince, murâdları hâsıl olup, yerleri geniş ve
    düzlük olup havası da gâyet güzel olarak Hicaz'da en güzel yer olarak
    tanınmıştır. 5-Ken'an ahâlisini imâna davet ettiği vakit, oturdukları
    yerlerde bulunan dağlık ve taşlık yerlerin, bütün tepe vetaşların
    toprak olmasını teklif etmişlerdi. Yâkûb aleyhisselâm duâ edince,
    diledilkeri gibi olmuştur.

    Yâkûb aleyhisselâmın en büyüğü
    Rabil olmak üzere Şem'un, Lâvi, Yehûda, Zablun (Yâlun), İsâhar,Dân,
    Neftâli, Âşir, Cad, Yûsuf ve Bünyamin adlı on iki oğlu vardı.
    İsrâiloğulları bu on iki oğlunun neslinden çoğalmışlardır. Yûsuf
    aleyhisselâmdan sonra akılca en üstün olan Yehû danın neslinden Dâvûd
    aleyhisselâm ve Beni İsrâil (İsrâiloğulları) hükümdarları gelmiştir. Bu
    sebeble İsrâiloğullarına gönderilen peygamberlerin çoğu da Yûsuf
    aleyhisselâmın neslindendir. Kur'ân-ı kerimde zikr edilen Tâlût da
    Bünyamin'in neslindendir. Kur'ân-ı kerimde Yûsuf sûresinde ve Bakara
    sûresi 132, 133, 140; Âli imrân sûresi 84, 93; Nisâ sûresi 163; En'âm
    sûresi 84; Hûd sûresi 71; Meryem sûresi6, 49, 58'inci âyetlerinde Yâkûb
    aleyhisselâmdan ve faziletlerinden bahsedilmektedir.

      Forum Saati C.tesi Kas. 23, 2024 6:48 am