İSLAM
İslam, itaat ve teslimiyet demektir. Muhammed (SallAllahu Aleyhi vesellem) in
Allah’ın emriy le insanlara bildirdiği dine İslam dini denir. Bu dinin
mensubunada Müslüman denir
İslam dininin beş şartı vardır
Kelime-i şehadet getirmek
Namaz kılmak
Oruç tutmak
Zekat vermek
Hacca gitmek
Diniyle mükellef olan insanın öncelikle akıllı olması, müslüman olması ve baliğ
olması gerekir.
İslam tek tanrılı (monoteistik) bir din. Musevilik ve Hristiyanlık gibi İslam da İbrahimi Dinler başlığı altında geçer[1].
İslam sözcüğü S-L-M kökünden türemiştir ki kökün anlamı "barış"tır. Bununla birlikte kökün aktif ortaç formu eslemedir ve "teslimiyet" anlamına gelir. Sonuçta İslam "teslimiyet" anlmına gelirken Müslüman da teslim olmuş anlamına gelir; burada teslim olunan tek tanrı olduğu kabul edilen Allah'tır[2]
İslam dinine göre insan ve Alem Allah tarafından yaratılmıştır. Bu yaratılışın mahiyeti konusunda farklı mezhepler farklı görüşler belirtse de yaratılışın kendisi Ku'ran'da geçer. Bu noktadan sonra insanın (ki ilk insanın diğer İbrahimi Dinlerdeki gibi Adem olduğuna inanılır) doğru bir dine inandığı fakat şeytanın ve kendi nefsinin hataları sonucu zaman zaman bu dinden saptığına inanılır. Buna göre en başından beri insanların inandığı din İslam'dır diğer dinler bu dinin dejenere olmuş formlarıdır bu dinden sapmalardır ve buradan hareketle İslam'a göre Muhammed'in getirdiği yeni bir din değildir; o daha önceki peygamberlerin mesajını aynı dini tekrar açıklamıştır[3][4]. Burada Musevilik ve Hristiyanlğın özel bir konumu vardır. Bu dinlerin kendilerine indirilen bir ilâhî kitap ve gönderilen peygamberden yüz çevirdiklerine ilâhî metinleri yıprattıklarına inanılır. Bununla birlikte ehl-i kitab olarak anılan Museviler ve Hristiyanlar ile ilişkiler diğer dinlere (örneğin politeistik inançlara) göre büyük farklılık arz eder.
İslam'a göre kişinin Allah'ın varlığına ve birliğine (tek oluşuna) meleklerin varlığına ilâhî metinlerin kitapların gönderildiğine peygamberler gönderildiğine (ve bu peygamberlere) ahiret gününe hayır ve şerrin Allah'dan geldiğine kaza ve kadere inanması gerekir. Bu kavramlar farklı itikâdî mezheplerce farklı tanımlanmıştır.
Konu başlıkları
1 Kur'an'da İslam'ın tarif edildiği bazı ayetler
2 İman
3 İbadet
3.1 İslâm'ın İbadet Esasları
4 İslam dini mezhepleri
4.1 Alevilik
4.2 Sünnîlik
4.3 Şiîlik
4.4 Hâricîlik
5 Dünya'da Müslümanlar
6 Notlar ve kaynakça
7 Dış bağlantılar
Kur'an'da İslam'ın tarif edildiği bazı ayetler Dini dosdoğru tutun ve onda ayrılığa düşmeyin diye Nûh'a emrettiğimizi sana vahyettiğimizi İbrâhim’e Mûsâ’ya ve İsâ’ya emrettiğimizi size de din kıldık. Fakat senin kendilerini çağırdığın bu nizam Allah’a ortak koşanlara ağır geldi. Allah dilediğini kendine seçer. İçtenlikle kendine yönelenleri de doğru yola iletir [5].
İbrahim bunu kendi oğullarına da vasiyet etti Yakub da öyle
Oğullarım! Allah sizin için bu dini (İslâm'ı) seçti. Siz de ancak müslümanlar olarak ölün” dedi [6].
Deyin ki
Biz Allah’a bize indirilene (Kur'an’a) İbrahim İsmail İshak Yakub ve Yakuboğullarına indirilene Mûsâ ve İsa’ya verilen (Tevrat ve İncil) ile bütün diğer peygamberlere Rab’lerinden verilene iman ettik. Onlardan hiçbirini diğerinden ayırt etmeyiz ve biz ona teslim olmuş kimseleriz" [7].
Allah katında din İslamdır
Kur'an İslam dininde Allah vardır diyene Müslüman Kalben İman etmiş olana Mümin sıfatını vermiş. Kelime olarak Müslüman "bağlanan" "teslim olan" Mümin "şüphesiz inanan" anlamına gelir.
Bedevîler İman ettik dediler. De ki
İman etmediniz. (Öyle ise iman ettik demeyin.) Fakat Müslüman olduk boyun eğdik deyin. Henüz iman kalplerinize girmedi. Eğer Allah’a ve Peygamberine itaat ederseniz yaptıklarınızdan hiçbir şeyi eksiltmez. Allah çok bağışlayandır çok merhamet edendir.”" [9]
İslam'da inanç Allah'ın başka ilah güç kuvvet tanımamak Allah'ın gönderdiği bütün kitaplara ve suhuflara inanmakbütün peygamberlere hiç birisini diğerinden ayırmadan inanmak yalnızca Allah'a ait olan sıfatları ve O'na has özellikleri Allah'dan başkasına -ister melek olsun ister peygamber olsun ister din adamı olsun ister kişinin kendisi olsun hiç kimseye yakıştırmamak din sahibi olarak yalnızca Allah'ı görmek hayır ve şerrin Allah'tan olduğunaöldükten sonra dirileceğine bir Gün hesap verileceğine o günün sahibinin Allah olduğuna inanmak olarak özetlenebilir.
İman Ana Madde İslam'da iman
İslam dinine göre kişinin iflah olması (kurtuluşa erebilmesi) için îmân etmesi gerekir.
Allah'a Îmân
Tevhid yânî Allah'ın varlığına ve birliğine inanmaktır. Hz.KURAN
Allah'ın yaratıcı mülkün sâhibi yaratılmışların bütün işlerini yürüten ve âlemlerde yegâne tasarruf sâhibi olduğuna inanmaktır.
Allah'ın gerçekten ibâdet edilmeyi hak eden ilâh onun dışında ibâdet edilen her şeyin ise batıl olduğuna inanmak. Kuran'da ve Muhammed'in sünnetinde bildirdiği üzere en güzel isimlerin (esma'ul husna) Allah'a ait olduğuna inanmak.
Melekler'e Îmân
Meleklere inanmaktır. Buna göre: Melekler Allah'ın yalnız ona ibâdet etsinler ve onun emirlerini yerine getirsinler diye yarattığı üstün kullarıdır. Nur'dan yaratılmışlardır. Allah onlara özel görevler vermiştir. Büyük Meleklerden Cebrail Allah'ın katından peygamberlere vahiy (mesaj/kitap) indirmekle; Mikail Doğa olayları ile; İsrafil Kıyamet Günü ve yeniden diriliş günü sura üflemekle; ölüm meleği olan Azrail hayatı sona erdirmekle görevlidir.
Kur'an'ın ilk suresi olan Fatiha Suresi (Hattat Aziz Efendi).Kitaplara Îmân
Allah'ın peygamberlerine içinde doğru yolu iyiliği ve kurtuluşu gösteren kitaplar indirdiğine hepsinin Allah kelamı olduğuna inanmak. Allahın zatına Ait olan kitapların aslını yine kendisinin muhafaza edeceğine inanmak. Hz.Muhamede indirilen Kuran Mûsâ peygambere indirilen Tevrat Îsâ peygambere indirilen İncil. Dâvûd peygambere verilen Zebur. İbrâhîm peygamberin sahifeleri (Suhuf)...
Deyin ki
Biz Allah’a bize indirilene (Kur’an’a) İbrahim İsmail İshak Yakub ve Yakuboğullarına indirilene Mûsâ ve İsa’ya verilen (Tevrat ve İncil) ile bütün diğer peygamberlere Rab’lerinden verilene iman ettik. Onlardan hiçbirini diğerinden ayırt etmeyiz ve biz ona teslim olmuş kimseleriz.”(Bakara suresi)136 -Hz.KURAN
Peygamberlere Îmân
Allah'ın peygamberler gönderdiğine İlk peygamber Adem ile son Peygamber Muhammed arasında gelen sayıları Allah'a malum bütün peygamberlere Aralarında hiçbir fark gözetmeksizin inanmak.
Peygamber Rabbinden kendisine indirilene iman etti mü’minler de (iman ettiler). Her biri; Allah’a meleklerine kitaplarına ve peygamberlerine iman ettiler ve şöyle dediler: “Onun peygamberlerinden hiçbirini (diğerinden) ayırt etmeyiz.” Şöyle de dediler: “İşittik ve itaat ettik. Ey Rabbimiz! Senden bağışlama dileriz. Sonunda dönüş yalnız sanadır.” (Bakara suresi285) Hz.KURAN
Kader'e Îmân
Kader'e Hayır ve Şer her işin O'nun iradesi olduğuna inanmak. Hz.KURAN
Allah'ın Ezeli ve Ebedi ilmi ve bilgeliğinin gereği olarak herşeyin onun bilgisi dahilinde olduğuna ve huzurundaki “Levh-i Mahfuz” da yazıldığına inanmaktır. Allah evreni dilemiş ve yaratmıştır. Onun iradesi ve yaratışı olmadan olmuş hiçbir şey yoktur.
Ahiret Gününe Îmân
Ahiret'e yânî âhiret Gününe inanmak. Hz.KURAN
Ahiret günü; Allah'ın insanları yeniden diriltip bir arada toplayacağı gündür. O gün onlar ya nimetleri bol cennet yurduna ya da elem verici azabın olduğu cehennem yurduna gireceklerdir.
İbadet Ana madde İslam'da ibadet
İslam'da ibadetler çok çeşitlidir ve dindeki durumları farklıdır. İslam'da kişi yaptığı her ibadet ile sevap kazanırken şart olmasına rağmen yapmadığı ibadetler ile günaha girer. Kur'an'da İnananların yapması emredilen eylemler farz hükmündedir.
İbadetin İslam akidesinin bir parçasını teşkil edip etmediği tartışılmıştır. Matüridiyye mezhebine göre ibadet imanın ve dolayısıyla akidenin bir parçası değildir; kişinin ibadetlerini aksatması veya ibadet etmemesi onu dinden çıkarmaz. Bununla birlikte kişinin bağlılığının azalabileceği ve imanının daha hassaslaşacağı (korumasız bir hale geleceği) benzeri bir fikir de sık sık öne sürülür. Selefiyye mezhebine göre ibadet imanın bir parçasıdır ve ibadet etmeyen kişi Mümin (yani inanan) sayılamaz. Buradan hareketle ibadetin seviyesine göre kişinin imanının artıp azalabileceği fikri de ortaya atılmıştır. Kur'an'da ibadetin imanın bir parçası olduğuna dair bir ifade yoktur. İbadetin imanın bir parçası olmadığını savunan alimler ve mezhepler Kur'an'da geçen Müslüman ve Mümin ayrımına dikkat çekmişlerdir.
İslâm'ın İbadet Esasları İslâm dîninin emrettiği yapılmasını farz (gerekli) kıldığı ibâdetlerin bir bütünüdür. . İslâm dîni Muhammedi şeriatta kutsal kitap olan Kur'ân-ı Kerim'de farz olarak emredilen her ibâdet ve eylemin yapılması İnananlar yani müttakiler için şarttır. Bu nedenle İslâm'ın amelî temelini dinde bulunan tüm ibâdetleri beşe indirmek mümkün değildir.Muhammedi şeriatta beş temel ibâdeti tarzı Bir hadis üzerine şöyle derlenmiştir
Şehâdet etmek
Namaz kılmak
Oruç tutmak
Zekât vermek
Hacca gitmek
İslam dini mezhepleri İslam'da farklı kategorilerde farklı mezhepsel bölünmeler olmuştur. Bu mezheplerden akide açısından ayrılık gösterenlerden bir kısmı daha sonraları İslam dini dairesinden tamamen çıkarak farklı dinler olarak ortaya çıkmışlardır; Babilik gibi. Bunun dışında Kur'an temelli akideden çıkmasına rağmen farklı bir din olarak kabul edilmeyen mezhepler vardır. Bu mezheplerden çoğunun taraftarları ve kurucularınca İslam'ın yeni bir versiyonu olarak tanımlandığı olmuştur.
Muhammed Ebu Zehra daha sonra klasikleşen Mezhepler tarihi adlı kitabında birçok farklı İslam tarihçisinin de kabul ettiği şekilde İslam dini mezheplerini üç kategori altında işler: siyasî mezhepler itikadî mezhepler ve fıkhî mezhepler (yani hukuk mezhepleri). Siyasî mezhepler kategorisi içerisinde Sünnîlik Şia ve Haricîlik mezheplerini barındırır. İtikadî mezhepler kategorisi diğerlerine oranla daha geniş olmakla birlikte bir mezhep olarak tanımlanabilecek kadar gelişmiş olan 5 mezhep genelde bu kategoride zikredilir: Mürcie Mu'tezile Eşarîlik Matürîdilik ve Selefîlik. Son olarak fıkhî mezhepler Ehl-i Sünnet'in benimsediği 4 fıkıh mezhebi: Malikîlik Hanefîlik Şafiîlik ve Hanbelîlik ile Şia tarafından benimsenen Zeydiyye ve Caferiyye gibi mezhepleri kapsar. Bu ana mezheplerin dışında gerek bu mezheplerin içinde alt mezhepler ve gruplar gerekse bu mezheplerin dışında büyük küçük çeşitli mezhepler bulunmaktadır. Ayrıca özellikle Orta Çağ'da yükselişe geçmiş olan Sufizm de bir mezhep olmasa da bir mezhep olarak sayılabilecek kadar farklılaşmış bir akide ve Amel yapısı ortaya sunan çoğunluk tarafından İslam dairesi içinde sayılsa da zaman zaman belirli İslam alimleri tarafından İslam dışı sayılmış bir dinî ve felsefî akımdır.
Alevilik Alevilik İslamdır. ‘Allah-Muhammed-Ali’yolunun ‘Kırklar Meclisi’nde olgunlaştığı ve Oniki İmamlarla devam eden; İmam Cafer-i Sadık’ın akıl ölçüsünü rehber olarak alan Horasan erenlerinin himmetleriyle Anadolu’ya gelen Hazret-i Pîr’le ve ulu ozanlarımızın nefesleriyle hayat bulan inancın adıdır. Alevilik inancı hayatın amacını insanın ham ervahlıktan çıkarak insan-ı kâmil olup özüne dönmek olarak tanımlar. Bunun için de; ‘Mürşid’ ‘Pîr’ ve ‘Rehber’ huzurunda ikrar verilerek ‘Dört Kapı Kırk Makam’ aşamasından geçilir. İnancımızın uygulandığı mekân cemevidir.
Dört Kapi Kirk Makam seklindeki Kamil (olgun) insan olma ilkelerini Hünkar Haci Bektas Veli’nin tespit ettigine inanilir.Haci Bektas "Kul Tanri’ya kirk makamda erer ulasir dost olur." buyurmuslardir. Bu ilkeler asama asama insani olgunluga ulastirir. Bir baska yoruma göre ise seriat anadan dogmak tarikat ikrar vermek marifet nefsini bilmek hakikat Hakki özünde bulmak yollaridir.
Dört Kapı şunlardır
1.Seriat 2.Tarikat 3.Marifet 4.Hakikat
Her Kapının On Makamı Vardır
Seriat Kapısının Makamları
1. Iman etmek 2. Ilim ögrenmek 3. Ibadet etmek 4. Haramdan uzaklasmak 5. Ailesine faydali olmak 6. Cevreye zarar vermemek 7. Peygamberin emirlerine uymak 8. Sefkatli olmak 9. Temiz olmak ve 10.Yaramaz islerden sakinmak.
Tarikat kapısının makamlari
1. Tövbe etmek 2. Mürsidin ögütlerine uymak 3. Temiz giyinmek 4. Iyilik yolunda savasmak 5. Hizmet etmeyi sevmek 6. Haksizliktan korkmak 7. Ümitsizlige düsmemek 8. Ibret almak 9. Nimet dagitmak ve 10.Özünü fakir görmek
Marifet Kapısının Makamları
1. Edepli olmak 2. Bencillik kin ve garezden uzak olmak 3. Perhizkarlik 4. Sabir ve kanaat 5. Haya 6. Cömertlik 7. Ilim 8. Hosgörü 9. Özünü bilmek ve 10.Ariflik.
Hakikat Kapısının Makamları
1. Alcakgönüllü olmak 2. Kimsenin ayibini görmemek 3. Yapabilecegin hicbir iyiligi esirgememek 4. Allah’in her yarattigini sevmek 5. Tüm insanlari bir görmek 6. Birlige yönelmek ve yöneltmek 7. Gercegi gizlememek 8. Manayi bilmek 9. Tanrisal sirri ögrenmek ve 10.Tanrisal varliga ulasmak
Sünnîlik Dünyâ Müslümanlarının %90'ını sünnîler oluşturur. İnanç mezhebleri iki tânedir: Mâturîdî ve Eş'arî. Bu iki mezhebin aralarında teorik fıkıhta yirmi kadar noktada farklılık varsa da birbirlerine çok benzerler. Sahâbeleri hayırla anarlar. Onlara göre peygamberlerden sonra en hayırlı insan Ebû Bekir (Ebû Bekr-i Sıddîk) sonra Ömer (Umar bin Hattâb) sonra da Osman (Uthman bin Affan) ve Ali'dir (Aliyy bin Ebî Tâlib). Allâh'ın sıfatlarını yorumlarlar ona şekil veren antropomorf görüşleri red ederler.
Şiîlik Şiîler Allah'ın adâletinin onun bir özelliği olduğuna peygamberlerin ve onların soyundan gelen imamların hatâsız ve günâhsızlığına inanırlar. İslâm peygamberinden sonra gelen bu imamlar da peygamber gibi imam (lîder) ve mâsumdurlar sözleri hadis olarak kitaplara alınır. Sahâbeler en fazla sıradan Müslümanlardır. Onların birçoklarını benimsemezler ve yererler. Bu yerilen kişiler açıkça Hz. Ali taraftârı olmayanların bütünüdür. Başka bir ifâdeyle Sünnîler için en hayırlı kişi sayılanlar pekâlâ Şîiler için kötü kişi sayılabilir. Hz. Ali'nin çocukları ve imâmette ikince ve üçüncü imam olan İmam Hasan ve İmam Hüseyin Şîada büyük rôl oynar. Bunların dışında altıncı imam olan İmam Câfer de birçok hadîsin kaynağı olduğundan çok önemlidir. Şiîler bugün genelde inandıkları imam sayılarına göre gruplandırılırlar.
Alevîler 12.İmam Muhammed Mehdî'nin geleçeğine inanır.(12 İmamcı Caferi Meshebindedir.)
İsmâilîlere göre imamların sayısı yedidir. Câferîlerde kaybolan imam on ikinci imamdır. Zeydîlere göre imam sayısı sınırlı değildir. Bugün dahî bir imam çıkabilir. Bütün bu mezheplere göre sonuncu gelen imam çocuk yaşta kaybolmuştur ve kıyâmet kopmadan önce gelecektir.
Hâricîlik Hâricîler Hz. Ali'nin grubundan ayrılarak ne onu ne de Hz. Osman'ı halîfe olarak kabul etmişlerdir. İslâm'ın en radikal gruplarını oluşturan bu mezhep grubu kendilerine bağlı olanlardan Hâricî olmayanları öldürmelerini îmânın şartı olarak kabul etmiş bunu yapmayanları kendilerinden saymamışlardır. En aşırıları sadece kendi mezheplerinden olan Hâricîleri kabul etmiş diğer Hâricîlerin de katlinin farz olduğuna inanmışlardır. Tabiatıyla kendileri Abbâsiler devrinde öldürülmüşlerdir. Bugün bu mezhep grubuna bağlı kimseler pek kalmamıştır.
Dünya'da Müslümanlar
Yukarıda yüzde 10'dan daha fazla Müslüman'ın yaşadığı ülkeler şu renklerle belirtilmiştir: Yeşil: Sünni bölgeler kırmızı: Şii bölgeler.Müslümanlar'ın birçoğu Ortadoğu'da Afrika'nın ortasında ve kuzeyinde Asya'nın batısı ve güneydoğusunda ve balkanlar'da yaşamaktadır. Ayrıca Avrupa Avustralya ve Amerika gibi diğer kıtalarda göçmen topluluklar halinde on milyonlarca Müslüman yaşamaktadır.
Türkiye nüfusunun yaklaşık yüzde 99.9'inin [10] Müslüman olmasıyla yüzde oranları bakımından dünyada liderdir. Endonezya ise sayısal açıdan dünya'nın en kalabalık Müslüman (200 Milyon) ülkesidir. Hindistan ise sayısal açıdan dünya'nın en büyük Müslüman azınlık nüfusunun (145 Milyon) yaşadığı ülkedir.
Buna göre İslâm dîni 13 milyarı aşkın inananıyla dünyânın en yaygın 2. dîni olma özelliğini taşımaktadır
İslam, itaat ve teslimiyet demektir. Muhammed (SallAllahu Aleyhi vesellem) in
Allah’ın emriy le insanlara bildirdiği dine İslam dini denir. Bu dinin
mensubunada Müslüman denir
İslam dininin beş şartı vardır
Kelime-i şehadet getirmek
Namaz kılmak
Oruç tutmak
Zekat vermek
Hacca gitmek
Diniyle mükellef olan insanın öncelikle akıllı olması, müslüman olması ve baliğ
olması gerekir.
İslam tek tanrılı (monoteistik) bir din. Musevilik ve Hristiyanlık gibi İslam da İbrahimi Dinler başlığı altında geçer[1].
İslam sözcüğü S-L-M kökünden türemiştir ki kökün anlamı "barış"tır. Bununla birlikte kökün aktif ortaç formu eslemedir ve "teslimiyet" anlamına gelir. Sonuçta İslam "teslimiyet" anlmına gelirken Müslüman da teslim olmuş anlamına gelir; burada teslim olunan tek tanrı olduğu kabul edilen Allah'tır[2]
İslam dinine göre insan ve Alem Allah tarafından yaratılmıştır. Bu yaratılışın mahiyeti konusunda farklı mezhepler farklı görüşler belirtse de yaratılışın kendisi Ku'ran'da geçer. Bu noktadan sonra insanın (ki ilk insanın diğer İbrahimi Dinlerdeki gibi Adem olduğuna inanılır) doğru bir dine inandığı fakat şeytanın ve kendi nefsinin hataları sonucu zaman zaman bu dinden saptığına inanılır. Buna göre en başından beri insanların inandığı din İslam'dır diğer dinler bu dinin dejenere olmuş formlarıdır bu dinden sapmalardır ve buradan hareketle İslam'a göre Muhammed'in getirdiği yeni bir din değildir; o daha önceki peygamberlerin mesajını aynı dini tekrar açıklamıştır[3][4]. Burada Musevilik ve Hristiyanlğın özel bir konumu vardır. Bu dinlerin kendilerine indirilen bir ilâhî kitap ve gönderilen peygamberden yüz çevirdiklerine ilâhî metinleri yıprattıklarına inanılır. Bununla birlikte ehl-i kitab olarak anılan Museviler ve Hristiyanlar ile ilişkiler diğer dinlere (örneğin politeistik inançlara) göre büyük farklılık arz eder.
İslam'a göre kişinin Allah'ın varlığına ve birliğine (tek oluşuna) meleklerin varlığına ilâhî metinlerin kitapların gönderildiğine peygamberler gönderildiğine (ve bu peygamberlere) ahiret gününe hayır ve şerrin Allah'dan geldiğine kaza ve kadere inanması gerekir. Bu kavramlar farklı itikâdî mezheplerce farklı tanımlanmıştır.
Konu başlıkları
1 Kur'an'da İslam'ın tarif edildiği bazı ayetler
2 İman
3 İbadet
3.1 İslâm'ın İbadet Esasları
4 İslam dini mezhepleri
4.1 Alevilik
4.2 Sünnîlik
4.3 Şiîlik
4.4 Hâricîlik
5 Dünya'da Müslümanlar
6 Notlar ve kaynakça
7 Dış bağlantılar
Kur'an'da İslam'ın tarif edildiği bazı ayetler Dini dosdoğru tutun ve onda ayrılığa düşmeyin diye Nûh'a emrettiğimizi sana vahyettiğimizi İbrâhim’e Mûsâ’ya ve İsâ’ya emrettiğimizi size de din kıldık. Fakat senin kendilerini çağırdığın bu nizam Allah’a ortak koşanlara ağır geldi. Allah dilediğini kendine seçer. İçtenlikle kendine yönelenleri de doğru yola iletir [5].
İbrahim bunu kendi oğullarına da vasiyet etti Yakub da öyle
Oğullarım! Allah sizin için bu dini (İslâm'ı) seçti. Siz de ancak müslümanlar olarak ölün” dedi [6].
Deyin ki
Biz Allah’a bize indirilene (Kur'an’a) İbrahim İsmail İshak Yakub ve Yakuboğullarına indirilene Mûsâ ve İsa’ya verilen (Tevrat ve İncil) ile bütün diğer peygamberlere Rab’lerinden verilene iman ettik. Onlardan hiçbirini diğerinden ayırt etmeyiz ve biz ona teslim olmuş kimseleriz" [7].
Allah katında din İslamdır
Kur'an İslam dininde Allah vardır diyene Müslüman Kalben İman etmiş olana Mümin sıfatını vermiş. Kelime olarak Müslüman "bağlanan" "teslim olan" Mümin "şüphesiz inanan" anlamına gelir.
Bedevîler İman ettik dediler. De ki
İman etmediniz. (Öyle ise iman ettik demeyin.) Fakat Müslüman olduk boyun eğdik deyin. Henüz iman kalplerinize girmedi. Eğer Allah’a ve Peygamberine itaat ederseniz yaptıklarınızdan hiçbir şeyi eksiltmez. Allah çok bağışlayandır çok merhamet edendir.”" [9]
İslam'da inanç Allah'ın başka ilah güç kuvvet tanımamak Allah'ın gönderdiği bütün kitaplara ve suhuflara inanmakbütün peygamberlere hiç birisini diğerinden ayırmadan inanmak yalnızca Allah'a ait olan sıfatları ve O'na has özellikleri Allah'dan başkasına -ister melek olsun ister peygamber olsun ister din adamı olsun ister kişinin kendisi olsun hiç kimseye yakıştırmamak din sahibi olarak yalnızca Allah'ı görmek hayır ve şerrin Allah'tan olduğunaöldükten sonra dirileceğine bir Gün hesap verileceğine o günün sahibinin Allah olduğuna inanmak olarak özetlenebilir.
İman Ana Madde İslam'da iman
İslam dinine göre kişinin iflah olması (kurtuluşa erebilmesi) için îmân etmesi gerekir.
Allah'a Îmân
Tevhid yânî Allah'ın varlığına ve birliğine inanmaktır. Hz.KURAN
Allah'ın yaratıcı mülkün sâhibi yaratılmışların bütün işlerini yürüten ve âlemlerde yegâne tasarruf sâhibi olduğuna inanmaktır.
Allah'ın gerçekten ibâdet edilmeyi hak eden ilâh onun dışında ibâdet edilen her şeyin ise batıl olduğuna inanmak. Kuran'da ve Muhammed'in sünnetinde bildirdiği üzere en güzel isimlerin (esma'ul husna) Allah'a ait olduğuna inanmak.
Melekler'e Îmân
Meleklere inanmaktır. Buna göre: Melekler Allah'ın yalnız ona ibâdet etsinler ve onun emirlerini yerine getirsinler diye yarattığı üstün kullarıdır. Nur'dan yaratılmışlardır. Allah onlara özel görevler vermiştir. Büyük Meleklerden Cebrail Allah'ın katından peygamberlere vahiy (mesaj/kitap) indirmekle; Mikail Doğa olayları ile; İsrafil Kıyamet Günü ve yeniden diriliş günü sura üflemekle; ölüm meleği olan Azrail hayatı sona erdirmekle görevlidir.
Kur'an'ın ilk suresi olan Fatiha Suresi (Hattat Aziz Efendi).Kitaplara Îmân
Allah'ın peygamberlerine içinde doğru yolu iyiliği ve kurtuluşu gösteren kitaplar indirdiğine hepsinin Allah kelamı olduğuna inanmak. Allahın zatına Ait olan kitapların aslını yine kendisinin muhafaza edeceğine inanmak. Hz.Muhamede indirilen Kuran Mûsâ peygambere indirilen Tevrat Îsâ peygambere indirilen İncil. Dâvûd peygambere verilen Zebur. İbrâhîm peygamberin sahifeleri (Suhuf)...
Deyin ki
Biz Allah’a bize indirilene (Kur’an’a) İbrahim İsmail İshak Yakub ve Yakuboğullarına indirilene Mûsâ ve İsa’ya verilen (Tevrat ve İncil) ile bütün diğer peygamberlere Rab’lerinden verilene iman ettik. Onlardan hiçbirini diğerinden ayırt etmeyiz ve biz ona teslim olmuş kimseleriz.”(Bakara suresi)136 -Hz.KURAN
Peygamberlere Îmân
Allah'ın peygamberler gönderdiğine İlk peygamber Adem ile son Peygamber Muhammed arasında gelen sayıları Allah'a malum bütün peygamberlere Aralarında hiçbir fark gözetmeksizin inanmak.
Peygamber Rabbinden kendisine indirilene iman etti mü’minler de (iman ettiler). Her biri; Allah’a meleklerine kitaplarına ve peygamberlerine iman ettiler ve şöyle dediler: “Onun peygamberlerinden hiçbirini (diğerinden) ayırt etmeyiz.” Şöyle de dediler: “İşittik ve itaat ettik. Ey Rabbimiz! Senden bağışlama dileriz. Sonunda dönüş yalnız sanadır.” (Bakara suresi285) Hz.KURAN
Kader'e Îmân
Kader'e Hayır ve Şer her işin O'nun iradesi olduğuna inanmak. Hz.KURAN
Allah'ın Ezeli ve Ebedi ilmi ve bilgeliğinin gereği olarak herşeyin onun bilgisi dahilinde olduğuna ve huzurundaki “Levh-i Mahfuz” da yazıldığına inanmaktır. Allah evreni dilemiş ve yaratmıştır. Onun iradesi ve yaratışı olmadan olmuş hiçbir şey yoktur.
Ahiret Gününe Îmân
Ahiret'e yânî âhiret Gününe inanmak. Hz.KURAN
Ahiret günü; Allah'ın insanları yeniden diriltip bir arada toplayacağı gündür. O gün onlar ya nimetleri bol cennet yurduna ya da elem verici azabın olduğu cehennem yurduna gireceklerdir.
İbadet Ana madde İslam'da ibadet
İslam'da ibadetler çok çeşitlidir ve dindeki durumları farklıdır. İslam'da kişi yaptığı her ibadet ile sevap kazanırken şart olmasına rağmen yapmadığı ibadetler ile günaha girer. Kur'an'da İnananların yapması emredilen eylemler farz hükmündedir.
İbadetin İslam akidesinin bir parçasını teşkil edip etmediği tartışılmıştır. Matüridiyye mezhebine göre ibadet imanın ve dolayısıyla akidenin bir parçası değildir; kişinin ibadetlerini aksatması veya ibadet etmemesi onu dinden çıkarmaz. Bununla birlikte kişinin bağlılığının azalabileceği ve imanının daha hassaslaşacağı (korumasız bir hale geleceği) benzeri bir fikir de sık sık öne sürülür. Selefiyye mezhebine göre ibadet imanın bir parçasıdır ve ibadet etmeyen kişi Mümin (yani inanan) sayılamaz. Buradan hareketle ibadetin seviyesine göre kişinin imanının artıp azalabileceği fikri de ortaya atılmıştır. Kur'an'da ibadetin imanın bir parçası olduğuna dair bir ifade yoktur. İbadetin imanın bir parçası olmadığını savunan alimler ve mezhepler Kur'an'da geçen Müslüman ve Mümin ayrımına dikkat çekmişlerdir.
İslâm'ın İbadet Esasları İslâm dîninin emrettiği yapılmasını farz (gerekli) kıldığı ibâdetlerin bir bütünüdür. . İslâm dîni Muhammedi şeriatta kutsal kitap olan Kur'ân-ı Kerim'de farz olarak emredilen her ibâdet ve eylemin yapılması İnananlar yani müttakiler için şarttır. Bu nedenle İslâm'ın amelî temelini dinde bulunan tüm ibâdetleri beşe indirmek mümkün değildir.Muhammedi şeriatta beş temel ibâdeti tarzı Bir hadis üzerine şöyle derlenmiştir
Şehâdet etmek
Namaz kılmak
Oruç tutmak
Zekât vermek
Hacca gitmek
İslam dini mezhepleri İslam'da farklı kategorilerde farklı mezhepsel bölünmeler olmuştur. Bu mezheplerden akide açısından ayrılık gösterenlerden bir kısmı daha sonraları İslam dini dairesinden tamamen çıkarak farklı dinler olarak ortaya çıkmışlardır; Babilik gibi. Bunun dışında Kur'an temelli akideden çıkmasına rağmen farklı bir din olarak kabul edilmeyen mezhepler vardır. Bu mezheplerden çoğunun taraftarları ve kurucularınca İslam'ın yeni bir versiyonu olarak tanımlandığı olmuştur.
Muhammed Ebu Zehra daha sonra klasikleşen Mezhepler tarihi adlı kitabında birçok farklı İslam tarihçisinin de kabul ettiği şekilde İslam dini mezheplerini üç kategori altında işler: siyasî mezhepler itikadî mezhepler ve fıkhî mezhepler (yani hukuk mezhepleri). Siyasî mezhepler kategorisi içerisinde Sünnîlik Şia ve Haricîlik mezheplerini barındırır. İtikadî mezhepler kategorisi diğerlerine oranla daha geniş olmakla birlikte bir mezhep olarak tanımlanabilecek kadar gelişmiş olan 5 mezhep genelde bu kategoride zikredilir: Mürcie Mu'tezile Eşarîlik Matürîdilik ve Selefîlik. Son olarak fıkhî mezhepler Ehl-i Sünnet'in benimsediği 4 fıkıh mezhebi: Malikîlik Hanefîlik Şafiîlik ve Hanbelîlik ile Şia tarafından benimsenen Zeydiyye ve Caferiyye gibi mezhepleri kapsar. Bu ana mezheplerin dışında gerek bu mezheplerin içinde alt mezhepler ve gruplar gerekse bu mezheplerin dışında büyük küçük çeşitli mezhepler bulunmaktadır. Ayrıca özellikle Orta Çağ'da yükselişe geçmiş olan Sufizm de bir mezhep olmasa da bir mezhep olarak sayılabilecek kadar farklılaşmış bir akide ve Amel yapısı ortaya sunan çoğunluk tarafından İslam dairesi içinde sayılsa da zaman zaman belirli İslam alimleri tarafından İslam dışı sayılmış bir dinî ve felsefî akımdır.
Alevilik Alevilik İslamdır. ‘Allah-Muhammed-Ali’yolunun ‘Kırklar Meclisi’nde olgunlaştığı ve Oniki İmamlarla devam eden; İmam Cafer-i Sadık’ın akıl ölçüsünü rehber olarak alan Horasan erenlerinin himmetleriyle Anadolu’ya gelen Hazret-i Pîr’le ve ulu ozanlarımızın nefesleriyle hayat bulan inancın adıdır. Alevilik inancı hayatın amacını insanın ham ervahlıktan çıkarak insan-ı kâmil olup özüne dönmek olarak tanımlar. Bunun için de; ‘Mürşid’ ‘Pîr’ ve ‘Rehber’ huzurunda ikrar verilerek ‘Dört Kapı Kırk Makam’ aşamasından geçilir. İnancımızın uygulandığı mekân cemevidir.
Dört Kapi Kirk Makam seklindeki Kamil (olgun) insan olma ilkelerini Hünkar Haci Bektas Veli’nin tespit ettigine inanilir.Haci Bektas "Kul Tanri’ya kirk makamda erer ulasir dost olur." buyurmuslardir. Bu ilkeler asama asama insani olgunluga ulastirir. Bir baska yoruma göre ise seriat anadan dogmak tarikat ikrar vermek marifet nefsini bilmek hakikat Hakki özünde bulmak yollaridir.
Dört Kapı şunlardır
1.Seriat 2.Tarikat 3.Marifet 4.Hakikat
Her Kapının On Makamı Vardır
Seriat Kapısının Makamları
1. Iman etmek 2. Ilim ögrenmek 3. Ibadet etmek 4. Haramdan uzaklasmak 5. Ailesine faydali olmak 6. Cevreye zarar vermemek 7. Peygamberin emirlerine uymak 8. Sefkatli olmak 9. Temiz olmak ve 10.Yaramaz islerden sakinmak.
Tarikat kapısının makamlari
1. Tövbe etmek 2. Mürsidin ögütlerine uymak 3. Temiz giyinmek 4. Iyilik yolunda savasmak 5. Hizmet etmeyi sevmek 6. Haksizliktan korkmak 7. Ümitsizlige düsmemek 8. Ibret almak 9. Nimet dagitmak ve 10.Özünü fakir görmek
Marifet Kapısının Makamları
1. Edepli olmak 2. Bencillik kin ve garezden uzak olmak 3. Perhizkarlik 4. Sabir ve kanaat 5. Haya 6. Cömertlik 7. Ilim 8. Hosgörü 9. Özünü bilmek ve 10.Ariflik.
Hakikat Kapısının Makamları
1. Alcakgönüllü olmak 2. Kimsenin ayibini görmemek 3. Yapabilecegin hicbir iyiligi esirgememek 4. Allah’in her yarattigini sevmek 5. Tüm insanlari bir görmek 6. Birlige yönelmek ve yöneltmek 7. Gercegi gizlememek 8. Manayi bilmek 9. Tanrisal sirri ögrenmek ve 10.Tanrisal varliga ulasmak
Sünnîlik Dünyâ Müslümanlarının %90'ını sünnîler oluşturur. İnanç mezhebleri iki tânedir: Mâturîdî ve Eş'arî. Bu iki mezhebin aralarında teorik fıkıhta yirmi kadar noktada farklılık varsa da birbirlerine çok benzerler. Sahâbeleri hayırla anarlar. Onlara göre peygamberlerden sonra en hayırlı insan Ebû Bekir (Ebû Bekr-i Sıddîk) sonra Ömer (Umar bin Hattâb) sonra da Osman (Uthman bin Affan) ve Ali'dir (Aliyy bin Ebî Tâlib). Allâh'ın sıfatlarını yorumlarlar ona şekil veren antropomorf görüşleri red ederler.
Şiîlik Şiîler Allah'ın adâletinin onun bir özelliği olduğuna peygamberlerin ve onların soyundan gelen imamların hatâsız ve günâhsızlığına inanırlar. İslâm peygamberinden sonra gelen bu imamlar da peygamber gibi imam (lîder) ve mâsumdurlar sözleri hadis olarak kitaplara alınır. Sahâbeler en fazla sıradan Müslümanlardır. Onların birçoklarını benimsemezler ve yererler. Bu yerilen kişiler açıkça Hz. Ali taraftârı olmayanların bütünüdür. Başka bir ifâdeyle Sünnîler için en hayırlı kişi sayılanlar pekâlâ Şîiler için kötü kişi sayılabilir. Hz. Ali'nin çocukları ve imâmette ikince ve üçüncü imam olan İmam Hasan ve İmam Hüseyin Şîada büyük rôl oynar. Bunların dışında altıncı imam olan İmam Câfer de birçok hadîsin kaynağı olduğundan çok önemlidir. Şiîler bugün genelde inandıkları imam sayılarına göre gruplandırılırlar.
Alevîler 12.İmam Muhammed Mehdî'nin geleçeğine inanır.(12 İmamcı Caferi Meshebindedir.)
İsmâilîlere göre imamların sayısı yedidir. Câferîlerde kaybolan imam on ikinci imamdır. Zeydîlere göre imam sayısı sınırlı değildir. Bugün dahî bir imam çıkabilir. Bütün bu mezheplere göre sonuncu gelen imam çocuk yaşta kaybolmuştur ve kıyâmet kopmadan önce gelecektir.
Hâricîlik Hâricîler Hz. Ali'nin grubundan ayrılarak ne onu ne de Hz. Osman'ı halîfe olarak kabul etmişlerdir. İslâm'ın en radikal gruplarını oluşturan bu mezhep grubu kendilerine bağlı olanlardan Hâricî olmayanları öldürmelerini îmânın şartı olarak kabul etmiş bunu yapmayanları kendilerinden saymamışlardır. En aşırıları sadece kendi mezheplerinden olan Hâricîleri kabul etmiş diğer Hâricîlerin de katlinin farz olduğuna inanmışlardır. Tabiatıyla kendileri Abbâsiler devrinde öldürülmüşlerdir. Bugün bu mezhep grubuna bağlı kimseler pek kalmamıştır.
Dünya'da Müslümanlar
Yukarıda yüzde 10'dan daha fazla Müslüman'ın yaşadığı ülkeler şu renklerle belirtilmiştir: Yeşil: Sünni bölgeler kırmızı: Şii bölgeler.Müslümanlar'ın birçoğu Ortadoğu'da Afrika'nın ortasında ve kuzeyinde Asya'nın batısı ve güneydoğusunda ve balkanlar'da yaşamaktadır. Ayrıca Avrupa Avustralya ve Amerika gibi diğer kıtalarda göçmen topluluklar halinde on milyonlarca Müslüman yaşamaktadır.
Türkiye nüfusunun yaklaşık yüzde 99.9'inin [10] Müslüman olmasıyla yüzde oranları bakımından dünyada liderdir. Endonezya ise sayısal açıdan dünya'nın en kalabalık Müslüman (200 Milyon) ülkesidir. Hindistan ise sayısal açıdan dünya'nın en büyük Müslüman azınlık nüfusunun (145 Milyon) yaşadığı ülkedir.
Buna göre İslâm dîni 13 milyarı aşkın inananıyla dünyânın en yaygın 2. dîni olma özelliğini taşımaktadır