Tasavvuf´un Insan Hayatindaki Önemi Cenab-i
Allah Kuran-i Kerim´de Buyuruyor ki; Bismillahirrahmanirrahim (Kad
efleha men tezekka )“Nefsini Temizleyebilen, icini pak eden kimse felah
bulacak.“(Kad efleha men tezakka. Ve kad ha´be men desseha)“Kim nefsini
islah edebilirse, o felah bulmustur. Allah (c.c.)`in razi oldugu
Sevdigi Kul olmustur. Ahirette de cennete girecektir,” deniliyor. Kim
nefsine tabi olmussa, nefsini yenememisse, nefsinin hevasina,
arzularina takilip, kapilip onun pesinde sürüklenmisse eglence, kumar,
zina daha bunun gibi nice kötülüklere dalmissa, mahvolmustur, helak
olmustur, diye bildiriyor. Bunun icin Tasavvuf Kuran`da terbiye
edilmesinin gerektigi bildiren nefsin, kötü arzularindan kurtulup,
felah bulmak ve cennete girmek icin, nefis denen icimizdeki varligi
terbiye etmeyi esas aliyor. Bu cihetten bakarsak Tasavvuf, insanin
kendi vicdanini, ic varligi olan nefsini terbiye ederek kulun
kötülüklerden kurtularak huzuru, felahi ve saadeti bularak Allah`in
sevdigi bir kul olsun. Bizler dünya hayatinda mutli olarak, huzur
icinde yasamayi ebedi olan ahirette cezaya ugramadan Allah`in sevdigi
kul olarak cennete girmeyi arzuluyoruz. Mutlu ve huzur icinde
yasayabilmemizin tek yolu güzel ahlaktir. Ahlakta bizlere bir takim
uymamiz gereken kaide ve kurallar koyuyor. Bizlerden insalara
acimamizi, merhamet etmemizi, onlara zulm etmememizi, elimizde bulunan
imkanlari onlarla paylasmamizi, yeri geldigi zaman, bazi hususlarda
onlari affetmemizi, once sorumlulugunu aldigimiz ailemize, cevremize ve
cemiyetimize karsi yapmamiz gereken görevlerimizi bildiriyor. Insanlari
cennete sokacak iki sebebin takva ve güzel ahlak oldugunu Peygamberimiz
(s.a.v.) bircok hadis-I serifinde buyurmustur.Bundan dolayi
Müslümanlarin güze ahlak sahibi olarak takvayi ögrenmesi gerekir. Güzel
ahlak ve takvanin ögrenilebilmesi icin bir takim dersler alarak
egitimden gecmesi gereklidir. Nasil ki doctor veya mühendis v.b
olabilmenin belli egitim seviyelerinden secmeden imkani yok ise, iste
bui güzel ahlaki, sevgiyi, sükrü , insanlara karsi sorumlu olmayi,
basina gelen musibetlere karsi sabretmeyi, baskalarina yardim etmeyi,
baskalarini mutlu etmeyi, ögrenebilmesi icin bir ahlak egitiminden
gecmesi lazimdir.Tasavvuf ise bu egitimi saglayan ilimdir. Buna söyle
de diyebiliriz; Tasavvuf mekteb-I edeptir, (Edep Okulu) medresseyi
ahlaktir, (Ahlak Okulu) Kulun güzel huy sahibi olabilmesi icin
yetismesi lazim. Cünkü, bu egitim belli bir sure, belli bir zamana
sayilarak, uygulanmalidir. Bu egitimde cesitli metodlar gerekir. Bir
insanin meslek sahibi olup, cemiyete faydali olabilmesin icin kac yil
egitim görmesi geektigini bir düsünelim. Insanin da güzel huy sahibi
olup Allah (c.c.)`a yakin bir kul olabilmesi icin belli bir sürec ve
egitimden gecmesi gerekir. Her ustanin ayri bir egitim metodu vardir.
Usta ciragini yanina alir. O melsegin inceliklerini, dikkat etmesi
gereken hususlari ve en muhtazam sekilde nasil yapilacagini uygulamali
olarak göstererek ögretir. Bir Tasavvuf talebesi olan. Osmanli
Padisahlarindan Fatih Sultan Mehmed Han, hocasi, mürsidi Aksemseddin
Hazretlerinden aldigi taktikleri aynen tabik ederek Istanbul`u
fethetmis, kendisine sunulan cicekleri hocasi Aksemseddin (Hz)
gösterecek; “O´na hocama götürünüz. Zira (Kostantin) Istanbul´un gercek
Fatih´hi O´dur,” Buyurmustur. Iste ustasinda tabi olan ciragin,
gemileri karada bile en güzel bir sekilde kaydirarak gecirdigini
düsünüp, ibret almaliyiz. Büyük Mürsit Sazeli (K.S) Buyuruyor ki; “Bana
bir dostum söyle tavsiyede bulunmustu:_”Eger Allah rizasi icin
yürümeyeceksen, adimini yerinden oynatma. Oturacagin yerde
Allah(c.c.)´a isyan etmekden emin degilsen, sakin orada oturma. Dostluk
kurdugun ve münasebette bulundugun kimse, daha cok ibadet etmene, iyi
isler yapmana yardimci olmayacaksa, sakin dostlugunu devam ettireyim
deme. Yakiniyyete ermemis, mutmainne (iyiyi kötüden ayirma) olmamis
nefse güvenme.” O Halde kalbimizi temizleyip, ihlasla doldurmaliyiz.
Kalbin temiz olmasi demek, art niyet, kötü düsünce, bütün kötü
duygulardan temizlenerek, tertemiz, halisane duygularla herkeze karsi
hatta ona kötülük edenlere karsi dahi iyi niyet beslemesi demektir.
Iste o zaman ihlasli temiz bir kalbe kavusmus dururuz. Iste o zaman
yaptigimiz ibadetten lezzet aliriz. Bastada anlattigimiz gibi kalbi
temizleyebilmek, o halisane duygu ve düsüncelerle sahip olabilmek icin
nefs-I emmaremize bir egitim metodu uygulamamiz ve bu metodu en güzel
sekliyle ögretip uygulatacak bir ögretmene, bir Mürsid-I Kamil´e
ihtiyacimiz vardir. Tasavuff yoluna girerek, bu yolun güzelliklerini,
inceliklerini ögreten, nefis terbiyecisi olan Mürsid-i Kamil´e tabi
olarak (gönülden baglanarak) ailemize, cevremize,cemiyetimize faydali
bir insane, Rasulümüze (s.a.v) layik hayirli bir ümmet ve Rabbimize
(c.c.) gercek manada bir kul olabiliriz. (INSAALLAH) Allah (c.c.) izni
ile.Seyyid Abdülkadiri Geylani Hz. Ogluna söyle vaziyet
etmistir:“Tasavvuf öyle bir haldir ki, o hale kimsenin la file varmasi
mümkün degildir. Onun icin, bir fakire rastlarsan ilmine dayanarak
onunla münakasa etme. Itirazda bulunma, gönlünü almaya bak. Sunu iyi
bil ki, Tasavvuf 8 hal üzeredir. Merhamet ve Sefkat, Dogruluk, Sadakat,
Cömertlik, Sabretmek, Bir Tutmak, Fakirligi ve acizligi bilmek. Rabbine
Sükretmek!
Allah Kuran-i Kerim´de Buyuruyor ki; Bismillahirrahmanirrahim (Kad
efleha men tezekka )“Nefsini Temizleyebilen, icini pak eden kimse felah
bulacak.“(Kad efleha men tezakka. Ve kad ha´be men desseha)“Kim nefsini
islah edebilirse, o felah bulmustur. Allah (c.c.)`in razi oldugu
Sevdigi Kul olmustur. Ahirette de cennete girecektir,” deniliyor. Kim
nefsine tabi olmussa, nefsini yenememisse, nefsinin hevasina,
arzularina takilip, kapilip onun pesinde sürüklenmisse eglence, kumar,
zina daha bunun gibi nice kötülüklere dalmissa, mahvolmustur, helak
olmustur, diye bildiriyor. Bunun icin Tasavvuf Kuran`da terbiye
edilmesinin gerektigi bildiren nefsin, kötü arzularindan kurtulup,
felah bulmak ve cennete girmek icin, nefis denen icimizdeki varligi
terbiye etmeyi esas aliyor. Bu cihetten bakarsak Tasavvuf, insanin
kendi vicdanini, ic varligi olan nefsini terbiye ederek kulun
kötülüklerden kurtularak huzuru, felahi ve saadeti bularak Allah`in
sevdigi bir kul olsun. Bizler dünya hayatinda mutli olarak, huzur
icinde yasamayi ebedi olan ahirette cezaya ugramadan Allah`in sevdigi
kul olarak cennete girmeyi arzuluyoruz. Mutlu ve huzur icinde
yasayabilmemizin tek yolu güzel ahlaktir. Ahlakta bizlere bir takim
uymamiz gereken kaide ve kurallar koyuyor. Bizlerden insalara
acimamizi, merhamet etmemizi, onlara zulm etmememizi, elimizde bulunan
imkanlari onlarla paylasmamizi, yeri geldigi zaman, bazi hususlarda
onlari affetmemizi, once sorumlulugunu aldigimiz ailemize, cevremize ve
cemiyetimize karsi yapmamiz gereken görevlerimizi bildiriyor. Insanlari
cennete sokacak iki sebebin takva ve güzel ahlak oldugunu Peygamberimiz
(s.a.v.) bircok hadis-I serifinde buyurmustur.Bundan dolayi
Müslümanlarin güze ahlak sahibi olarak takvayi ögrenmesi gerekir. Güzel
ahlak ve takvanin ögrenilebilmesi icin bir takim dersler alarak
egitimden gecmesi gereklidir. Nasil ki doctor veya mühendis v.b
olabilmenin belli egitim seviyelerinden secmeden imkani yok ise, iste
bui güzel ahlaki, sevgiyi, sükrü , insanlara karsi sorumlu olmayi,
basina gelen musibetlere karsi sabretmeyi, baskalarina yardim etmeyi,
baskalarini mutlu etmeyi, ögrenebilmesi icin bir ahlak egitiminden
gecmesi lazimdir.Tasavvuf ise bu egitimi saglayan ilimdir. Buna söyle
de diyebiliriz; Tasavvuf mekteb-I edeptir, (Edep Okulu) medresseyi
ahlaktir, (Ahlak Okulu) Kulun güzel huy sahibi olabilmesi icin
yetismesi lazim. Cünkü, bu egitim belli bir sure, belli bir zamana
sayilarak, uygulanmalidir. Bu egitimde cesitli metodlar gerekir. Bir
insanin meslek sahibi olup, cemiyete faydali olabilmesin icin kac yil
egitim görmesi geektigini bir düsünelim. Insanin da güzel huy sahibi
olup Allah (c.c.)`a yakin bir kul olabilmesi icin belli bir sürec ve
egitimden gecmesi gerekir. Her ustanin ayri bir egitim metodu vardir.
Usta ciragini yanina alir. O melsegin inceliklerini, dikkat etmesi
gereken hususlari ve en muhtazam sekilde nasil yapilacagini uygulamali
olarak göstererek ögretir. Bir Tasavvuf talebesi olan. Osmanli
Padisahlarindan Fatih Sultan Mehmed Han, hocasi, mürsidi Aksemseddin
Hazretlerinden aldigi taktikleri aynen tabik ederek Istanbul`u
fethetmis, kendisine sunulan cicekleri hocasi Aksemseddin (Hz)
gösterecek; “O´na hocama götürünüz. Zira (Kostantin) Istanbul´un gercek
Fatih´hi O´dur,” Buyurmustur. Iste ustasinda tabi olan ciragin,
gemileri karada bile en güzel bir sekilde kaydirarak gecirdigini
düsünüp, ibret almaliyiz. Büyük Mürsit Sazeli (K.S) Buyuruyor ki; “Bana
bir dostum söyle tavsiyede bulunmustu:_”Eger Allah rizasi icin
yürümeyeceksen, adimini yerinden oynatma. Oturacagin yerde
Allah(c.c.)´a isyan etmekden emin degilsen, sakin orada oturma. Dostluk
kurdugun ve münasebette bulundugun kimse, daha cok ibadet etmene, iyi
isler yapmana yardimci olmayacaksa, sakin dostlugunu devam ettireyim
deme. Yakiniyyete ermemis, mutmainne (iyiyi kötüden ayirma) olmamis
nefse güvenme.” O Halde kalbimizi temizleyip, ihlasla doldurmaliyiz.
Kalbin temiz olmasi demek, art niyet, kötü düsünce, bütün kötü
duygulardan temizlenerek, tertemiz, halisane duygularla herkeze karsi
hatta ona kötülük edenlere karsi dahi iyi niyet beslemesi demektir.
Iste o zaman ihlasli temiz bir kalbe kavusmus dururuz. Iste o zaman
yaptigimiz ibadetten lezzet aliriz. Bastada anlattigimiz gibi kalbi
temizleyebilmek, o halisane duygu ve düsüncelerle sahip olabilmek icin
nefs-I emmaremize bir egitim metodu uygulamamiz ve bu metodu en güzel
sekliyle ögretip uygulatacak bir ögretmene, bir Mürsid-I Kamil´e
ihtiyacimiz vardir. Tasavuff yoluna girerek, bu yolun güzelliklerini,
inceliklerini ögreten, nefis terbiyecisi olan Mürsid-i Kamil´e tabi
olarak (gönülden baglanarak) ailemize, cevremize,cemiyetimize faydali
bir insane, Rasulümüze (s.a.v) layik hayirli bir ümmet ve Rabbimize
(c.c.) gercek manada bir kul olabiliriz. (INSAALLAH) Allah (c.c.) izni
ile.Seyyid Abdülkadiri Geylani Hz. Ogluna söyle vaziyet
etmistir:“Tasavvuf öyle bir haldir ki, o hale kimsenin la file varmasi
mümkün degildir. Onun icin, bir fakire rastlarsan ilmine dayanarak
onunla münakasa etme. Itirazda bulunma, gönlünü almaya bak. Sunu iyi
bil ki, Tasavvuf 8 hal üzeredir. Merhamet ve Sefkat, Dogruluk, Sadakat,
Cömertlik, Sabretmek, Bir Tutmak, Fakirligi ve acizligi bilmek. Rabbine
Sükretmek!