Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

    Şakîk-i Belhî(r.h.)'nin Hârun Reşid'e Nasihatı

    Ruzgar
    Ruzgar
    Moderatör


    Mesaj Sayısı : 3096
    Doğum tarihi : 19/09/69
    Kayıt tarihi : 08/12/09
    Tecrübe Puanı : 47
    Yaş : 55
    Ülke : Almanya

    Şakîk-i Belhî(r.h.)'nin Hârun Reşid'e Nasihatı Empty Şakîk-i Belhî(r.h.)'nin Hârun Reşid'e Nasihatı

    Mesaj tarafından Ruzgar Paz Ara. 20, 2009 8:54 pm

    Halife Hârun Reşid, Şakîk'i(r.h.) sarayına davet etti ve;
    "Zâhid olan Şakîk-i Belhî sen misin?" dedi. Şakîk;

    - Şakîk benim ama zâhid sensin, cevabını verdi. Halife tekrar:
    -
    Bu kadar debdebe ve ihtişam içinde, ben nasıl zâhid olurum? deyince,
    Şakîk-i Belhi(r.h.): "Cenâb-ı Hakk dünya metaı için "kali" (az)
    buyurmuştur. Sen aza kanaat etmişsin. Zâhid; aza kanaat eden kimsedir",
    deyince Halife ağladı ve kendisine nasihat etmesini isteyince o da:
    Allahü Teâlâ sana Ebû Bekr-i Sıddîk'ın makamını verdi ki, senden, onda
    olduğu gibi doğruluk istiyor. Sana Ömerü'l Fâruk'un makâmını verdi ki,
    senden, onda olduğu gibi, hak ile bâtılı ayırmanı istiyor. Sana Osman-ı
    Zinnûreyn'in makâmını verdi ki, senden, onda olduğu gibi hayâ ve kerem
    sâhibi olmanı istiyor. Sana Aliyyü'l-Mürtezâ'nın makâmını verdi ki,
    senden, onda olduğu gibi ilim ve adâlet istiyor.

    Hârun Reşid;
    "Biraz daha nasihat et." deyince, Şakîk(r.h.) buyurdu ki: "Allahü
    Teâlâ'nın cehennemi vardır ve seni de oraya bekçi yaptı. Eline mal,
    kılıç ve kırbaç verdi. İnsanları bu üç şeyle cehennem'den uzaklaştır.
    Muhtaç biri gelirse ona mal ver. Allâhü Teâlâ'nın emirlerine aykırı
    davrananları bu kırbaçla edeblendir, yola getir. Başkalarına haksızlık
    edenlerin, haksız yere adam öldürenlerin karşısına kılıcınla çık. Eğer
    bunları yapmazsan cehenneme ilk girecek sen olursun."

    Halîfe
    biraz daha nasihat istedi. Şakîk-i Belhî(r.h.) buyurdu ki: "Sen suyun
    menbaı gibisin. Senin vâlilerin, kumandanların da bu suyun kolları
    gibidir. Suyun menbaı saf, temiz, berrak olursa, suyun kolları da
    berrak olur. Suyun menbaı temiz olup, kollarda hafif bulanıklılık
    olursa da zararı olmaz. Ama menbaı bulanık olursa, artık suyun
    kollarının saf ve berrak olmasını ümid etmek mümkün olmaz."

    Hârun
    Reşîd; "Biraz daha anlat" dedi. Şakîk-i(k.s.) buyurdu ki: "Düşün ki
    çölün ortasında kaldın, susuzluktan ölmek üzeresin. Birisi getirip bir
    içim su satsa bu suyu kaça alırsın?" O da; "Ne kadar istiyorsa onu
    verir, suyu satın alırım." dedi. Şakîk(r.h.) buyurdu ki: "Suyun sahibi
    suya mukâbil senden servetinin yarısını istese, yine râzı olur musun
    ?". Hârûn Reşîd; "Evet, râzı olurum." dedi. Şakîk(r.h.) buyurdu ki:
    "Düşün ki servetinin yarısını verip satın aldığın suyu içtin. Bir zaman
    geçince bu suyu dışarı atmak ihtiyacını duydun, fakat yapamadın. Öyle
    ki ölecek hâle geldin. Birisi çıkıp dese ki, ben seni bu sıkıntıdan
    kurtarırım, lâkin buna mukâbil olarak mülkünün öbür yarısını isterim,
    dese ne yaparsın?" Hârûn Reşîd; "Elbette râzı olurum. Ben o sıkıntıda
    iken servetimin ne mânâsı var?" dedi. Bunun üzerine Şakîk-i Belhî
    buyurdu ki:

    "O hâlde önce içtiğin sonra idrar yoluyla dışarıya attığın bir içim su kıymetinde bile olmayan şu servetine sakın güvenme.

      Forum Saati Salı Kas. 26, 2024 9:04 am