Üzüntülü İken
Duâ
Duâ
İbn-i Abbas -radıyallahu anhüma- der ki: Resûl-lah
-sallallahu aleyhi ve sellem- Hazretleri üzüntülü ve sıkıntılı halinde şöyle duâ
ederlerdi:
"El- Azîm, el-Halîm Allah'dan başka bir ilâh yok! Arş-ı
Azîm'in sahibi Allah'dan başka ilâh yok! Bütün semâların ve arzın ve çok şerefli
Arş'ın sahibi Allah'dan başka ilâh yok!" (19)
Yâ Rabb! Bütün âlemlerin ve
Arş'ın sahibi ve yegâne hükümrânı Sensin! Başımıza gelen şu sıkıntı ve belâyı
izâleye ancak sen kadirsin. Bu sebeble senden istiyoruz. Kâffe-i mahlûkat; yani
bütün yaradılmışlar senin kudret elindedir. Bilcümle mahlûkâtın şerrinden bizi
muhafaza ile himaye eyle demektir.
Bir de Nebiyy-i Ekrem -sallallahu aleyhi
ve sellem-Efendimiz, belânın ağır basmasından, yani insana ölümü hayata tercîh
ettirecek şekilde gelmesinden, dünyevî ve uhrevî şekâveti mucîb bulunan ve
helâke sebeb olan ahvâlden, ve kötü âkıbet, sû-i hatimeye dûçar olmaktan,
düşmanlarını sevindirecek bir belâya duçar olup onları kendisine üzüntü verecek
şekilde konuşdurmaktan da Allah'a sığınırdı.
Nebiyy-i Ekrem -sallallahu
aleyhi ve sellem- şöyle buyurmuşlardır: "Sizden birinize bir düşünce yahud
üzüntü geldiği zaman yedi defa:
"Allah! Rabbim Allah'dır! O'na hiç bir şeyi şerîk koşmam
ben!" desin. (20)
"Kul: "Ey yedi göklerin ve büyük Arş'ın Rabbi olan Rabbim!
Beni her üzüntü verici şeyden, dilediğin şekilde ve dilediğin yerden kurtar"
derse Allah Teâlâ onun üzüntüsünü giderir. " (21)
Her sabah ve her akşam yedi
defa:
diyen kimsenin dünyâ ve âhirete âid ne üzüntüsü varsa
Allah giderir, bunda ister sâdık ister kâzib olsun. " (22)
"Üzüntüye mübtelâ
olan kimsenin edeceği duâ şudur:
"Rahmetini umuyorum ey Rabbim! Beni göz açıp yu-muncaya
kadar da olsa kendime bırakma (nefsime bırakma). Benim her hâlimi düzelt. Senden
başka ilâh yoktur. " (23)
"Kendisine bir üzüntü ,bir keder, bir hastalık ve
zorluk isabet eden kimse:
derse bütün bunlardan kurtarılır." (24)
(19) Buhârî, Deavat, 27; Müslim, Zikr, 83.
(20) Ebû Dâvud; Edeb, 36; İbn
Mâce, Duâ, 17.
(21) krş. el-Ezkâr, lllvd.; Tuhfetüz-zakirîn, 193-202.
(22)
el-Camiu's-Sağîr. (23) Tuhfetü'z-zâkirîn, 195 (İbn Hıbbân'dan)
(24)
Râmüzû'l-ehâdis, 404 (Taberânî'den)