Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

    Kevser Suresi

    FIRTINA
    FIRTINA
    Moderatör


    Mesaj Sayısı : 3752
    Doğum tarihi : 09/08/69
    Kayıt tarihi : 08/12/09
    Tecrübe Puanı : 24
    Yaş : 54
    Ülke : Almanya

    Kevser Suresi Empty Kevser Suresi

    Mesaj tarafından FIRTINA C.tesi Ara. 19, 2009 2:54 am

    Kevser Suresi 055kevser


    Download









    MÂNÂSI

    Biz
    verdik sana (Yâ Muhammed) hakikatte Kevser. Sen de Rabbın için namaz
    kıl ve kurban da kesiver. Doğrusu, asıl ebter sana buğz eden (hınç
    besleyen, diş bileyen) in kendisidir.



    Tefsir -
    Kur'ân'da lâfız bakımından en kısa, mânâ cihetinden çok geniş sûre
    budur. Mekke'de nazil olmuştur. Müslümanlar ilk devirlerinde hem azlık,
    hem de fakir idiler. Peygamber Efendimizin erkek çocukları da o
    sıralarda ölmüştü. Arap putperestleri bunları Müslümanlık için birer
    kusur sayarak onlarla alay ederlerdi. "Eğer Muhammed hak Peygamber ve
    getirdiği din de İlâhî bir din olsaydı herkes bu dîne giriverirdi. Ve
    Muhammed'in arkasına adını andıracak bir erkek evlâdı kalırdı. Adını
    sanını yaşatacak bir evlâdı bile yok!" diyerek halkı Müslümanlıktan
    soğutmaya çalışıyorlardı. (Arkasına erkek evlâdı kalmamış olanlara
    Araplar ebter derler ki, güdük kaldı, arkasından adını anacak kalmadı,
    demektir) İşte bütün bunların birer dedikodudan ibaret olduğunu
    bildirmek için Allâhu Teâlâ bu sûreyi inzal buyurdu ve bununla
    Peygamber'e ve müslümanlara büyük bir müjde verdi.



    Allâhu
    Teâlâ buyuruyor ki: "Yâ Muhammed! Muhakkak ki biz sana Kevser verdik.
    Sen bundan dolayı Allâh'a şükret, ibadet et..." Acaba Kevser ne
    demektir? Bunun pek çok mânâları vardır. Birkaçını burada gösterelim:
    Kevser, bitmek tükenmek bilmiyen saâdet ve hayır kaynağıdır.



    Kevser,
    geçtiği her yere, kupkuru bir çöl dahi olsa, taze bir hayat sağlayan,
    oranın kısırlığını, yoksulluğunu feyiz ve berekete çeviren Cennet
    ırmağıdır.



    Kevser, bütün dünyaya feyiz ve bereket getirecek, dünyayı baştanbaşa yenileyecek bir ilim, hikmet, fazilet deryasıdır.



    Kevser,
    bütün beşeriyet için bir saâdet ve selâmet kaynağı olan Peygamberlik
    rütbesidir. İşte Kevser'in böyle birçok mânâları vardır. Bütün bu
    mânâları gözönünde tutarak bu sûrenin mânâsını şöyle izah edebiliriz:



    "Habîbim!
    Ben sana öyle bir rütbe, öyle bir din verdim ki: O, çölün ortasından
    fışkıran ve rastgeldiği herşeye yeni, taze, ebedî bir hayat veren suyu
    bol bir ırmak gibidir. Bu mânevi ve İlâhî kaynaktan fışkıran feyiz ve
    bereket, hayır ve fazilet hiç kesilmeden akacak ve sınırlarını
    genişleterek beşeriyetin vicdanını çöl kısırlığından kurtaracak, onu
    yepyeni bir hayata kavuşturacak ve kıyamete kadar hiçbir engel onun
    akışını durduramayacaktır. Böylece senin adın, sanın da her zaman ve
    her yerde söylenecek, kalplerde yaşıyacak, dînin dünyaya yayılacaktır.
    Dünyada olduğu gibi âhirette de Kevser nîmeti, Kevser ırmağı sana
    verilecektir. O'nun sahibi sen olacaksın ve ondan kana kana içenler
    mes'ut ve bahtiyar olacaklardır."



    "Şunu kesin olarak
    bil ki: Güdük kalacak, sonu gelmeyecek, adı sanı unutulacak olan sen ve
    senin dînin değil, asıl sana ve senin dînine düşman olanların
    kendileridir. Onların soyu sopu kalmayacaktır. Öyle ise bu büyük nîmeti
    sana veren Rabb'ın için, evet yalnız O'nun için namaz kıl, ihlâs ve tam
    bir bağlılık ile ibadet et, kurban da kes; kulluğunu göster."



    İşte
    bu İlâhî hitap, daha ortada birşey yok iken Müslümanlığın dünyaya nasıl
    yayılacağını, Onun nasıl bir saâdet ve fazilet kaynağı olduğunu, bu
    dîne düşman olanların her zaman ve her yerde ebter ve güdük
    kalacaklarını, dünyada nam ve nişanları kalmıyacağını haber veriyor ve
    Peygamber'in de kıyâmete kadar adının anılacağını, dünyada olduğu gibi
    âhirette de Kevser nîmetinin kendisine verildiğini müjdeliyordu. Nasıl
    ki öyle olmuştur ve öyle olacaktır.



    Bu tükenmek
    bilmiyen nîmete karşı Cenâb-ı Hakk'ın namaz ve kurban îbadetleri ile
    emir buyurması, bu ibâdetlerin Allah yanındaki yüksek mevkilerini ve
    önemini gösterir.

      Forum Saati Cuma Mayıs 17, 2024 7:09 am