Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

    HADIS ALIMLERIMIZ:Ibn Hacer el-Askalanî

    FIRTINA
    FIRTINA
    Moderatör


    Mesaj Sayısı : 3752
    Doğum tarihi : 09/08/69
    Kayıt tarihi : 08/12/09
    Tecrübe Puanı : 24
    Yaş : 54
    Ülke : Almanya

    HADIS ALIMLERIMIZ:Ibn Hacer el-Askalanî Empty HADIS ALIMLERIMIZ:Ibn Hacer el-Askalanî

    Mesaj tarafından FIRTINA C.tesi Ara. 19, 2009 2:13 am

    İbn Hacer el-Askalanî

    (1372-1449m.)



    R.Nur Enstitüsü



    Meşhur
    hadis alimlerindendir. Tesirli vaazları ve hutbeleriyle tanındı.
    Hayatının büyük bölümünü hadis ilmine verdi. Devrinin en ünlü ve
    yetkili alimlerinden biri oldu. İstifade ettiği eser ve şahısların
    isimlerini belirtmede büyük titizlik gösterdi. Fıkıh sahasında da
    kendini yetiştirdi. Çok sayıda eser kaleme aldı.



    Asıl
    adı Şihabüddin'dir. Filistinli olup memleketi olan Askalan'dan ötürü
    Askalani, yedinci dedesine nispetle İbn Hacer olarak anıldı. Ebü'l-Fazl
    künyesinin yanında soyunun dayanağından dolayı Kinani ünvanlarıyla da
    anıldı. İbn Hacer lakabıyla meşhur oldu. Künyesi Ebü'l-Fazl Şihabüddin
    Ahmed bin Ali bin Muhammed el-Askalani şeklindedir.



    Şubat
    1372'de (H. 773) eski Mısır'da doğdu. Dört yaşında iken babası bir süre
    sonra da annesi vefat edince ablası ile yalnız kaldı. Ancak, babası
    vefatından önce hem kendilerine yetecek kadar servet bıraktı hem de
    biri ticaretle, diğeri ilimle uğraşan iki dostuna onları emanet etti.
    Her ikisinin de ilimle uğraşmaları ve eğitimlerini tamamlamaları
    sağlandı.



    İbn Hacer, dokuz yaşında hafız oldu. On iki
    yaşında babasının dostu Harrubi ile Mekke'ye gitti ve burada dersler
    aldı. Bir çok önemli eseri hıfzetti. Başta hadis olmak üzere fıkıh,
    Arapça ve matematik derslerini aldı. Edebi ilimlerle meşgul olup meşhur
    şair ve ediplerin eserlerini okuyarak kendini geliştirdi. Bu arada
    Peygamber Efendimiz (asm) hakkında şiirler yazmaya başladı.



    Çok
    sayıda alimden ders aldığı halde yirmi yaşından itibaren ilmi
    seyahatlere başladı. İskenderiye, Hicaz, Yemen, Taiz, Aden, Zebid,
    Vadilhasib gibi şehirleri dolaştı. Buradaki alimlerden istifade etti.
    Birkaç kez daha Hicaz'a gidip ilimle uğraşmaya devam etti.
    Seyahatlerinden sonra Mısır'a döndü. Memluk Sultanı Seyfeddin Barsbay
    ile birlikte Amid'e (Diyarbakır) Şafii kadısı sıfatıyla gitti. Yol
    güzergâhı boyunca uğradığı yerlerde ilim meclislerini teşkil ederek
    hadis konusunda bildiklerini öğretmeye çalıştı.



    İbn
    Hacer, 1403 yılından itibaren vefatına kadar yaklaşık 46 yıl muhtelif
    okullarda hocalık yaptı. Bir çok medresede özellikle hadis derslerini
    okuttu. İlim meclislerine ayrı bir önem verdi. Vefatına kadar evinde ve
    diğer yerlerde alimleri bir araya getirerek bu meclisleri canlı tuttu.
    Bu meclisler esnasında ezberinde tuttuğu hadisleri yazdırttı. Böylece
    on ciltlik hadis eseri vücuda geldi. Yirmi yedi yıl boyunca ısrarla
    reddettiği Mısır Şafii başkadılığına Sultan tarafından tayin edildi
    (1423). Vefatına yakın bir zamana kadar bu görevi devam ettirdi. Bu
    arada hakkındaki şikayetlerden dolayı yedi kez görevden alındı. Yapılan
    tahkik sonucu her seferinde haklılığı anlaşılınca tekrar görevine iade
    edildi.



    Bir çok camide vaizlik yaptı. Tesirli vaaz ve
    hutbeleriyle tanındı. Çok yönlü ve aktif bir kişiliğe sahipti. Bir ara
    Mahmudiye Medresesi kütüphanesinin idaresini de üstlendi. Kütüphanede
    bulunan kitapların fihristini hazırladı. Kaybolan kitapları istinsah
    ederek veya kendi kitaplarını kaybolanların yerine koyarak eksikleri
    tamamlıyordu.



    Ömrünü ilme adayan İbn Hacer, sadece
    hadis alanında yüz yetmişe yakın eser kaleme aldı. Eserlerini kaleme
    alırken çok sayıda kaynaktan istifade etti. Kaynaklarını bir bir
    naklederek bu konudaki titizliğini gösterdi. Yaptığı hizmet ve özverili
    çalışmasından ötürü "Emirü'l-mü'minin fi'l-hadis" ünvanına layık
    görülen ender alimlerdendir. (M. Yaşar Kandemir, "İbn Hacer
    el-Asalânî", TDVİA., C. XIX., s. 517) Fıkıh alanında da otuza yakın
    eser yazdı. Bir taraftan fıkıh derslerini okuturken diğer taraftan da
    çeşitli konularda fetvalar verdi. Çalıştığı konuda, ilgili bütün
    kaynaklara ulaşmaya çalışarak muhtelif fikirleri bir araya topladı.
    Farklı fikirleri verdikten sonra görüş bildirme yoluna gitti.



    Zamanının
    büyük kısmını okuyarak veya okutarak geçirdi. Yiyip içmeye önem
    vermezdi. Çok güçlü bir hafızaya sahipti. Önemli özelliklerinden bir
    tanesi; bir şeyi yazmakla meşgul olduğu zamanlarda bile kendisine
    okunan metni takip ederek düzeltmeleri yapabilmekti. Hem süratli okur
    hem de süratli yazardı. Eser yazma, okuma, ders ve fetva vermeden arta
    kalan zamanını ibadetle geçirirdi. Talebelerine karşı çok şefkatli
    davranır isteklerini geri çevirmemeye dikkat ederdi. Az konuşarak,
    kimseyi kırmamaya gayret gösterirdi. Aldığı maaşı hayır hizmetlerinde
    kullanırdı. Görevli gittiği yerlerde devlet parasıyla hazırlanan
    yemekleri yemezdi.



    Bediüzzaman, istiğna düsturunu
    anlattığı İkinci Mektup'ta bu kaidesinin sebeplerinden altıncısını İbn
    Hacer'in, "Salâhat niyetiyle sana verilen bir şey, sâlih olmazsan,
    kabul etmek haramdır" şeklindeki ifadelerine dayandırır. Bu mektupta
    Bediüzzaman, hırs ve cimriliğin ön plana çıktığı günümüzde, insanların
    hediyelerini çok pahalıya sattığını belirttikten sonra, bu yolla
    meydana gelebilecek sakıncalara işaret etmektedir. (Mektubat, s. 18-19)




    Risale-i Nur'da, İbn Hacer'in anıldığı bahiste tefsir
    kitapları, bunların şerhleri ve Kur'an-ı Kerim hakkında önemli
    izahatlarda bulunulmaktadır. Yazılan eserlerin şeffaf cam gibi Kur'an-ı
    Kerim'i göstermeleri gerektiğine işaret edilmektedir. Ancak, zamanla
    hayati önem taşıyan bu durum göz ardı edilmiş veya ikinci planda
    kalmıştır. Oysaki dini konularda nazarların direk Kur'an'a yönelmesi
    gerekir. Bunun için de tefsirler okunurken ve incelenirken şahısların
    sözleri değil, Kur'an'ın ne dediğine bakılması icap eder. Mesela, "İbni
    Hacer'e nazar ettiği vakit, Kur'ân'ı anlamak ve Kur'ân'ın ne dediğini
    öğrenmek maksadıyla nazar etmeli. Yoksa İbni Hacer'in ne dediğini
    anlamak maksadıyla değil." (Sünühat, s. 45)



    Örnek bir
    ömür yaşayan İbn Hacer, 1449 yılında Kahire'de Hakk'ın rahmetine
    kavuştu. Cenaze namazı Halife tarafından kıldırıldı. Çok büyük bir
    kalabalık cenaze merasimine iştirak etti. Mekke dahil bir çok yerde
    kendisi için gıyabi cenaze namazı kılındı. Naaşı Karafetüssuğra
    Kabristanına defnedildi.



    Eserleri



    İbn
    Hacer değişik alanlarda yüzlerce eser yazdı. Yazdığı eserlerin sayısı
    hakkındaki kayıtlar ve rakamlar muhteliftir. Verilen rakamlar 150-300
    arasındadır. En önemli hadis çalışmalarından bir tanesi Sahih-i Buhari
    ile ilgili şerh çalışmasıdır. Şerh ve muhtasar olarak yazdığı iki
    eserle çok önemli bilgiler vermektedir. Et-Tezkiretü'l-hadisiyye adlı
    eseri on ciltten müteşekkildir. Bu eserinde hadis metinlerini bir araya
    getirdi. Tağlikü't-ta'lik eserini yazarken 350 kaynaktan istifade etti.




    Yaptığı "Kırk Hadis" çalışmasında, derlediği hadislerin
    Kütüb-ü Sitte ile dört mezhep imamının eserlerinde bulunma şartından
    hareket etti. Böylece hadislerin sağlamlık derecelerine özel önem
    verdiğini ortaya koydu. El-Mu'cemü'l-müfehres adlı eserinde, okuttuğu
    kitapların dayanaklarını, senetlerini, kaynaklarını ortaya koymaktadır.




    İbn Hacer sözü edilen eserler dışında; Kur'an ilimleri,
    fıkıh, akaid, tarih, biyografi, tertip çalışması, dil ve edebiyat gibi
    muhtelif konularda eserler yazdı..

      Forum Saati C.tesi Nis. 27, 2024 6:03 am