Sual: Bayramda ne yapmak gerekir?
CEVAP
Bayramda
erken kalkmak, gusletmek, misvak kullanmak, güzel koku sürünmek, yeni
ve temiz elbise giymek, sevindiğini belli etmek, fıtr, yani Ramazan
bayramında, bayram namazından önce tatlı yemek, hurma yemek, hurmayı 1,
3, 5 gibi tek adet yemek, teke riayet etmek sünnettir. Hadis-i şerifte
buyuruldu ki:
(Allahü teâlâ tektir, teke riayet edeni sever.) [Buhari]
Bayramda
yüzük takmak, karşılaştığı müminlere güler yüzle selam vermek,
fakirlere çok sadaka vermek, İslamiyet’e doğru olarak hizmet edenlere
yardım etmek, dargınları barıştırmak, akrabayı, din kardeşlerini
ziyaret etmek, onlara hediye götürmek sünnettir.
Ramazan gittiği için değil, günahlarımızın affolduğu için, büyük sevap ve nimete kavuştuğumuz için
bayram yapıyoruz. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Bayram
sabahı Müslümanlar, namaz için camilerde toplanınca, Allahü teâlâ,
meleklere, “İşini yapıp ikmal edenin karşılığı nedir?” diye sorar.
Melekler de, “Ücretini almaktır” derler. Allahü teâlâ da, “Siz şahit
olun ki, Ramazandaki oruçların ve namazların karşılığı olarak kullarıma
kendi rızamı ve mağfiretimi verdim. Ey kullarım, bugün benden isteyin,
izzet ve celâlim hakkı için istediklerinizi veririm” buyurur.) [Beyheki]
Peygamber
efendimiz, (Ramazanın son günü Allahü teâlâ, oruç tutanları affeder)
buyurunca, Eshab-ı kiram, (Ya Resulallah, o gün Kadir Gecesi mi?) diye
sual etti. Peygamber efendimiz, (Bilmez misiniz ki, iş yapana, işi
bitirince ücreti verilir) buyurdu. (Beyheki)
Bu mükafatları
bilen bir Müslüman nasıl sevinmez ve bayram etmez ki? Bayram günleri
sevinmek, neşelenmek gerekir. Hazret-i Ebu Bekir, kızı Âişe validemizin
evine gidince, iki cariyenin tef çalıp oynadığını gördü. Ensar-ı
kiramın kahramanlıklarını övüyor, destan söylüyorlardı. Hazret-i Ebu
Bekir, Resulullahın evinde böyle şey yapılmasının uygun olmayacağını
bildirerek, onların susmalarını söyledi. Peygamber efendimiz, Hazret-i
Ebu Bekir’e, (Onlara mani olma! Her kavmin bir bayramı vardır, bu da
bizim bayramımızdır. Bayram, sevinç günleridir) buyurdu. (Buhari)
Hazret-i Ali buyurdu ki:
(Bugün, orucu kabul edilmiş, çalışmasının mükafatını görmüş ve günahları affedilmiş olanların bayramıdır.)
Hadis-i
şerifte, (Allahü teâlâ, Ramazanda dört sınıf insan hariç, herkesin
günahlarını affeder. Bunlar, içki içmeye devam eden, ana-babasına âsi
olan, sıla-i rahmi terk eden, mümin olmaktan ümidini kesendir)
buyuruldu. (Gunye)
Eğer bunlar tevbe ederse, Allahü teâlâ
günahlarını affeder. Ramazandaki sevaplar bilinseydi, her günün Ramazan
olması istenirdi. Hadis-i şerifte, (Ramazandaki özel sevaplar bilinmiş
olsaydı, bütün yılın Ramazan olması istenirdi) buyuruldu. (Ebu Nasr)
Ne mutlu günahlardan sakınarak oruç tutanlara. Bunlar, asıl bayramı ahirette yapacaklardır.
Dargın
olanların, bayramı beklemeyip, hemen barışması gerekir. Allahü teâlâyı
ve Peygamber efendimizi seven kimse, insanların kusurlarına bakmaz,
hoşgörülü olur. İyi insan yani mümin, herkesle iyi geçinir. Başkalarına
sıkıntı vermediği gibi, onlardan gelecek eziyetlere de katlanır.
Kimseye
darılmamalı, dargınlık olduysa, 3 günden fazla sürmemeli, bayrama kadar
süren bir dargınlık olduysa, daha fazla gecikmeden barışmalıdır.
Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Din kardeşiyle üç günden çok küs
durmak caiz değildir. Üç gün sonra, onunla karşılaşırsa, ona selam
verip hatırını sormalıdır. O kimse selamını alırsa, birlikte sevaba
ortak olurlar. Eğer selamını almazsa günaha girer. Selam veren kimse de
küs durma mesuliyetinden kurtulmuş olur.) [Ebu Davud]
(Ameller
pazartesi ve perşembe günü Hak teâlâya arz olunur. Hak teâlâ da, şirk
koşmayan herkesi affeder. Ancak bu mağfiretten birbirine kin tutan
istifade edemez. Cenab-ı Hak, “Onlar barışıncaya kadar amellerini bana
getirmeyin” buyurur.) [İmam-ı Malik]
Bayram ziyaretleri
Sual: Bayram ziyaretlerinde neye dikkat edelim, önce kimleri ziyaret edelim?
CEVAP
Fasık
olan, günah işlememize sebep olacak akrabayı ziyaret lazım değildir.
Fakat salih olan akrabayı ziyaret gerekir. Salih arkadaşları ziyaret de
çok sevaptır. Ziyaret, yalnız Allah rızası için olmalıdır.
Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Bir kimse, köydeki arkadaşını ziyarete gider. Hak teâlâ, buna bir melek gönderir. Melek o adama der ki:
- Böyle nereye gidiyorsun?
- Bu köyde bir arkadaşım var. Onu ziyarete gidiyorum.
- Bunun sana bir iyiliği, bir yardımı dokundu da onun için mi gidiyorsun?
- Hayır, sırf Allah rızası için ziyaretine gidiyorum.
-
Müjdeler olsun sana! Beni Allahü teâlâ gönderdi. Hiçbir karşılık
beklemeden arkadaşını ziyarete gittiğin için Allahü teâlânın sevgisine
mazhar oldun.) [Hakim]
(Bir din kardeşini ziyaret edene bir
melek, "Ne mutlu sana, Cennete girmiş oldun" der. Hak teâlâ da buyurur
ki: (Benim için ziyaret eden kuluma, Cennette hoşlanacağı mükafatlar
vereceğim") [Bezzar]
(Hiç bir kul yoktur ki, din kardeşini Allah
için ziyaret etsin de, bir melek, "Ne iyi ettin, Cennet sana helal
olsun" demesin. Allahü teâlâ da buyurur ki: "Kulum beni ziyarete geldi.
Bana da onu ağırlamak düşer.) [Ebu Ya’la]
(Din kardeşini ziyaret eden, dönene kadar, rahmet içindedir.) [Taberani]
(Cennette
öyle güzel köşkler vardır ki, bunlar, birbirini Allah için ziyaret
eden, Allah için sevip yardım edenler için hazırlanmıştır.) [Taberani]
(Bir
mümini ziyaret için evinden çıkana, 70 bin melek, "Ey Rabbimiz; senin
rızan için ziyarete giden şu kuluna rahmet et" diye dua eder.) [Ebu
Nuaym]
(Bir müslüman, müslüman kardeşini ziyaret edince, 70 bin
melek "Ey Rabbimiz, senin rızan için ziyaret eden bu kulundan razı ol"
diye dua ederler.) [Taberani]
(Din kardeşini, sırf Allah rızası için ziyaret eden Cennettedir.) [Taberani]
(Din kardeşini ziyaret edene Cennette bir derece verilir.) [Ey Oğul. İlm]
(Ziyaretçinize ikram edin!) [Harâiti]
(Mümin
kardeşini ziyaret edip müsafeha eden, ellerini ayırmadan her ikisinden
Hak teâlâ razı olur. Ağaçtan yaprak dökülür gibi, günahları dökülür.)
[Ey Oğul. İlm]
(Ziyareti aralıklı yap ki muhabbeti artırasın!) [Bezzar]
Hikmet ehli diyor ki:
(Ziyareti terk etme, seni unuturlar. Pek sık da gitme senden bıkarlar.)
(Arşın
etrafında nurdan kürsülerde, nur gibi parlayan insanlara Peygamberler
ve Şehidler gıpta ederler. Bunlar, Allah için birbirini seven, Allah
için buluşan, Allah için birbirini ziyaret edenlerdir.) [Nesai]
(Allahü
teâlâ buyurur ki: Benim için birbirini ziyaret eden, benim için
birbirini seven, benim için veren, benim için birbirine yardım eden,
sevgime mazhar olur.) [Hakim]
(Allah için sevdiği arkadaşının
ziyaretine gidene, ardından bir melek, "Ne güzel iş yapıyorsun, Cenneti
hak ettin" der.) [Tirmizi]
Allah rızası için müslümanı ziyaret
etmek çok sevaptır. Âlimi, fakiri ve salih akrabayı ziyaret daha çok
sevaptır. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Zengini ziyaret eden
saim ve kaim sevabı, fakiri ziyaret eden ise, fi sebilillah cihad
sevabı alır, her adımı Allah yolunda atılan adıma denk olur.) [Deylemi]
[Saim; oruçlu, Kaim; gece ibadet eden. Fi sebilillah; Allah yolunda, Allah rızası için]
(Âlimi ziyaret eden, beni ziyaret etmiş gibi sevap alır.) [Taberani]
(Sıla-i rahm, kendisinden kesilen akrabasını arayıp ziyaret ve iyilik etmektir.) [Tirmizi]
(Rızkının bol, ömrünün uzun olmasını isteyen, sıla-i rahm etsin!) [Buhari]
(Sıla-i rahm, malı çoğaltır, ailede sevgiyi artırır ve ömrü uzatır.) [Taberani]
Salih
akrabayı hiç olmazsa, haftada veya ayda bir ziyaret etmeli, kırk günü
geçirmemelidir! Uzak ülkede ise mektupla, telefonla gönlünü almalı,
dargın ise barışmalıdır.
Ev sahibi imam olur. Yahut onun tayin
ettiği zat imam olur. Bir kimse, layık olsa da, teklif edilmeden
ziyarete gittiği yerde imamlığa geçmemelidir. Hadis-i şerifte buyuruldu
ki:
(Bir kavmi ziyarete giden, onlara imamlık yapmasın!) [Tirmizi]
Ramazan-ı
şerif ayının son günü ile bayramın birinci günü arası bayram gecesidir.
Bu geceyi ihya eden büyük saadete kavuşur. Hadis-i şerifte, (Ramazan ve
Kurban bayramının gecelerini ihya edenin kalbi, kalblerin öldüğü gün
ölmez) buyuruldu. Yine hadis-i şerifte, rahmet kapılarının dört gece
açıldığı, bu gecelerde yapılan duaların reddedilmediği, Ramazan bayramı
gecesinin bunlardan biri olduğu bildirilmiştir.
Davete gitmek
Sual: Her davete gidilir mi?
CEVAP
Yemekte
günah işleniyorsa gidilmez. Fakirlerin davetine gitmeyip de
zenginlerinkine gitmek kibirdendir. Kendinden aşağı olanları ziyaret
etmek de tevazu alametidir.
Düğün yemeğine davet olunanın
gitmesi sünnet, başka ziyafetlere gitmek müstehaptır. Bazı âlimler ise,
(Düğün yemeğine gitmek vacip, diğer davetlere gitmek sünnettir)
demişlerdir. Müslümanın müslüman üzerindeki beş haktan biri, davetine
icabettir. Yani davetini kabul edip gitmektir. Hadis-i şerifte, (Davete
icabet ediniz) buyuruldu. (Müslim)
Külfete girenin davetine gitmek gerekmez. Cimrinin davetine de gitmemelidir!
Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Cömerdin yemeği şifa, cimrinin yemeği hastalıktır.) [Dare Kutni]
Samimi olarak davet edilen yere gitmelidir! Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Davete icabet etmeyen, Allah’a ve Resulüne asi olmuş olur.) [Buhari]
(Müslüman kardeşine ikram eden, Allahü teâlâya ikram etmiş olur.) [İsfehani]
(İki kişi birden davet ederse, kapısı yakın olana icabet et! Çünkü kapısı yakın olanın hakkı daha önce gelir.) [Buhari]
El öpmek
Sual: Bayramda herkesin eli öpülür mü, yani kimlerin eli öpülür, kimlerin eli öpülmez?
CEVAP
Herkesin
eli öpülmez. Ana babanın, bir de âdet olduğu için yaşlı akrabaların
elini öpmek caizdir. Arkadaşın elini öpmek haramdır. Kadın kocasının
elini öpebilir, fakat, kendine namahrem yani yabancı erkeğin, erkek de
yabancı kadının, zaruret olmadıkça, elini öpemez.
CEVAP
Bayramda
erken kalkmak, gusletmek, misvak kullanmak, güzel koku sürünmek, yeni
ve temiz elbise giymek, sevindiğini belli etmek, fıtr, yani Ramazan
bayramında, bayram namazından önce tatlı yemek, hurma yemek, hurmayı 1,
3, 5 gibi tek adet yemek, teke riayet etmek sünnettir. Hadis-i şerifte
buyuruldu ki:
(Allahü teâlâ tektir, teke riayet edeni sever.) [Buhari]
Bayramda
yüzük takmak, karşılaştığı müminlere güler yüzle selam vermek,
fakirlere çok sadaka vermek, İslamiyet’e doğru olarak hizmet edenlere
yardım etmek, dargınları barıştırmak, akrabayı, din kardeşlerini
ziyaret etmek, onlara hediye götürmek sünnettir.
Ramazan gittiği için değil, günahlarımızın affolduğu için, büyük sevap ve nimete kavuştuğumuz için
bayram yapıyoruz. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Bayram
sabahı Müslümanlar, namaz için camilerde toplanınca, Allahü teâlâ,
meleklere, “İşini yapıp ikmal edenin karşılığı nedir?” diye sorar.
Melekler de, “Ücretini almaktır” derler. Allahü teâlâ da, “Siz şahit
olun ki, Ramazandaki oruçların ve namazların karşılığı olarak kullarıma
kendi rızamı ve mağfiretimi verdim. Ey kullarım, bugün benden isteyin,
izzet ve celâlim hakkı için istediklerinizi veririm” buyurur.) [Beyheki]
Peygamber
efendimiz, (Ramazanın son günü Allahü teâlâ, oruç tutanları affeder)
buyurunca, Eshab-ı kiram, (Ya Resulallah, o gün Kadir Gecesi mi?) diye
sual etti. Peygamber efendimiz, (Bilmez misiniz ki, iş yapana, işi
bitirince ücreti verilir) buyurdu. (Beyheki)
Bu mükafatları
bilen bir Müslüman nasıl sevinmez ve bayram etmez ki? Bayram günleri
sevinmek, neşelenmek gerekir. Hazret-i Ebu Bekir, kızı Âişe validemizin
evine gidince, iki cariyenin tef çalıp oynadığını gördü. Ensar-ı
kiramın kahramanlıklarını övüyor, destan söylüyorlardı. Hazret-i Ebu
Bekir, Resulullahın evinde böyle şey yapılmasının uygun olmayacağını
bildirerek, onların susmalarını söyledi. Peygamber efendimiz, Hazret-i
Ebu Bekir’e, (Onlara mani olma! Her kavmin bir bayramı vardır, bu da
bizim bayramımızdır. Bayram, sevinç günleridir) buyurdu. (Buhari)
Hazret-i Ali buyurdu ki:
(Bugün, orucu kabul edilmiş, çalışmasının mükafatını görmüş ve günahları affedilmiş olanların bayramıdır.)
Hadis-i
şerifte, (Allahü teâlâ, Ramazanda dört sınıf insan hariç, herkesin
günahlarını affeder. Bunlar, içki içmeye devam eden, ana-babasına âsi
olan, sıla-i rahmi terk eden, mümin olmaktan ümidini kesendir)
buyuruldu. (Gunye)
Eğer bunlar tevbe ederse, Allahü teâlâ
günahlarını affeder. Ramazandaki sevaplar bilinseydi, her günün Ramazan
olması istenirdi. Hadis-i şerifte, (Ramazandaki özel sevaplar bilinmiş
olsaydı, bütün yılın Ramazan olması istenirdi) buyuruldu. (Ebu Nasr)
Ne mutlu günahlardan sakınarak oruç tutanlara. Bunlar, asıl bayramı ahirette yapacaklardır.
Dargın
olanların, bayramı beklemeyip, hemen barışması gerekir. Allahü teâlâyı
ve Peygamber efendimizi seven kimse, insanların kusurlarına bakmaz,
hoşgörülü olur. İyi insan yani mümin, herkesle iyi geçinir. Başkalarına
sıkıntı vermediği gibi, onlardan gelecek eziyetlere de katlanır.
Kimseye
darılmamalı, dargınlık olduysa, 3 günden fazla sürmemeli, bayrama kadar
süren bir dargınlık olduysa, daha fazla gecikmeden barışmalıdır.
Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Din kardeşiyle üç günden çok küs
durmak caiz değildir. Üç gün sonra, onunla karşılaşırsa, ona selam
verip hatırını sormalıdır. O kimse selamını alırsa, birlikte sevaba
ortak olurlar. Eğer selamını almazsa günaha girer. Selam veren kimse de
küs durma mesuliyetinden kurtulmuş olur.) [Ebu Davud]
(Ameller
pazartesi ve perşembe günü Hak teâlâya arz olunur. Hak teâlâ da, şirk
koşmayan herkesi affeder. Ancak bu mağfiretten birbirine kin tutan
istifade edemez. Cenab-ı Hak, “Onlar barışıncaya kadar amellerini bana
getirmeyin” buyurur.) [İmam-ı Malik]
Bayram ziyaretleri
Sual: Bayram ziyaretlerinde neye dikkat edelim, önce kimleri ziyaret edelim?
CEVAP
Fasık
olan, günah işlememize sebep olacak akrabayı ziyaret lazım değildir.
Fakat salih olan akrabayı ziyaret gerekir. Salih arkadaşları ziyaret de
çok sevaptır. Ziyaret, yalnız Allah rızası için olmalıdır.
Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Bir kimse, köydeki arkadaşını ziyarete gider. Hak teâlâ, buna bir melek gönderir. Melek o adama der ki:
- Böyle nereye gidiyorsun?
- Bu köyde bir arkadaşım var. Onu ziyarete gidiyorum.
- Bunun sana bir iyiliği, bir yardımı dokundu da onun için mi gidiyorsun?
- Hayır, sırf Allah rızası için ziyaretine gidiyorum.
-
Müjdeler olsun sana! Beni Allahü teâlâ gönderdi. Hiçbir karşılık
beklemeden arkadaşını ziyarete gittiğin için Allahü teâlânın sevgisine
mazhar oldun.) [Hakim]
(Bir din kardeşini ziyaret edene bir
melek, "Ne mutlu sana, Cennete girmiş oldun" der. Hak teâlâ da buyurur
ki: (Benim için ziyaret eden kuluma, Cennette hoşlanacağı mükafatlar
vereceğim") [Bezzar]
(Hiç bir kul yoktur ki, din kardeşini Allah
için ziyaret etsin de, bir melek, "Ne iyi ettin, Cennet sana helal
olsun" demesin. Allahü teâlâ da buyurur ki: "Kulum beni ziyarete geldi.
Bana da onu ağırlamak düşer.) [Ebu Ya’la]
(Din kardeşini ziyaret eden, dönene kadar, rahmet içindedir.) [Taberani]
(Cennette
öyle güzel köşkler vardır ki, bunlar, birbirini Allah için ziyaret
eden, Allah için sevip yardım edenler için hazırlanmıştır.) [Taberani]
(Bir
mümini ziyaret için evinden çıkana, 70 bin melek, "Ey Rabbimiz; senin
rızan için ziyarete giden şu kuluna rahmet et" diye dua eder.) [Ebu
Nuaym]
(Bir müslüman, müslüman kardeşini ziyaret edince, 70 bin
melek "Ey Rabbimiz, senin rızan için ziyaret eden bu kulundan razı ol"
diye dua ederler.) [Taberani]
(Din kardeşini, sırf Allah rızası için ziyaret eden Cennettedir.) [Taberani]
(Din kardeşini ziyaret edene Cennette bir derece verilir.) [Ey Oğul. İlm]
(Ziyaretçinize ikram edin!) [Harâiti]
(Mümin
kardeşini ziyaret edip müsafeha eden, ellerini ayırmadan her ikisinden
Hak teâlâ razı olur. Ağaçtan yaprak dökülür gibi, günahları dökülür.)
[Ey Oğul. İlm]
(Ziyareti aralıklı yap ki muhabbeti artırasın!) [Bezzar]
Hikmet ehli diyor ki:
(Ziyareti terk etme, seni unuturlar. Pek sık da gitme senden bıkarlar.)
(Arşın
etrafında nurdan kürsülerde, nur gibi parlayan insanlara Peygamberler
ve Şehidler gıpta ederler. Bunlar, Allah için birbirini seven, Allah
için buluşan, Allah için birbirini ziyaret edenlerdir.) [Nesai]
(Allahü
teâlâ buyurur ki: Benim için birbirini ziyaret eden, benim için
birbirini seven, benim için veren, benim için birbirine yardım eden,
sevgime mazhar olur.) [Hakim]
(Allah için sevdiği arkadaşının
ziyaretine gidene, ardından bir melek, "Ne güzel iş yapıyorsun, Cenneti
hak ettin" der.) [Tirmizi]
Allah rızası için müslümanı ziyaret
etmek çok sevaptır. Âlimi, fakiri ve salih akrabayı ziyaret daha çok
sevaptır. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Zengini ziyaret eden
saim ve kaim sevabı, fakiri ziyaret eden ise, fi sebilillah cihad
sevabı alır, her adımı Allah yolunda atılan adıma denk olur.) [Deylemi]
[Saim; oruçlu, Kaim; gece ibadet eden. Fi sebilillah; Allah yolunda, Allah rızası için]
(Âlimi ziyaret eden, beni ziyaret etmiş gibi sevap alır.) [Taberani]
(Sıla-i rahm, kendisinden kesilen akrabasını arayıp ziyaret ve iyilik etmektir.) [Tirmizi]
(Rızkının bol, ömrünün uzun olmasını isteyen, sıla-i rahm etsin!) [Buhari]
(Sıla-i rahm, malı çoğaltır, ailede sevgiyi artırır ve ömrü uzatır.) [Taberani]
Salih
akrabayı hiç olmazsa, haftada veya ayda bir ziyaret etmeli, kırk günü
geçirmemelidir! Uzak ülkede ise mektupla, telefonla gönlünü almalı,
dargın ise barışmalıdır.
Ev sahibi imam olur. Yahut onun tayin
ettiği zat imam olur. Bir kimse, layık olsa da, teklif edilmeden
ziyarete gittiği yerde imamlığa geçmemelidir. Hadis-i şerifte buyuruldu
ki:
(Bir kavmi ziyarete giden, onlara imamlık yapmasın!) [Tirmizi]
Ramazan-ı
şerif ayının son günü ile bayramın birinci günü arası bayram gecesidir.
Bu geceyi ihya eden büyük saadete kavuşur. Hadis-i şerifte, (Ramazan ve
Kurban bayramının gecelerini ihya edenin kalbi, kalblerin öldüğü gün
ölmez) buyuruldu. Yine hadis-i şerifte, rahmet kapılarının dört gece
açıldığı, bu gecelerde yapılan duaların reddedilmediği, Ramazan bayramı
gecesinin bunlardan biri olduğu bildirilmiştir.
Davete gitmek
Sual: Her davete gidilir mi?
CEVAP
Yemekte
günah işleniyorsa gidilmez. Fakirlerin davetine gitmeyip de
zenginlerinkine gitmek kibirdendir. Kendinden aşağı olanları ziyaret
etmek de tevazu alametidir.
Düğün yemeğine davet olunanın
gitmesi sünnet, başka ziyafetlere gitmek müstehaptır. Bazı âlimler ise,
(Düğün yemeğine gitmek vacip, diğer davetlere gitmek sünnettir)
demişlerdir. Müslümanın müslüman üzerindeki beş haktan biri, davetine
icabettir. Yani davetini kabul edip gitmektir. Hadis-i şerifte, (Davete
icabet ediniz) buyuruldu. (Müslim)
Külfete girenin davetine gitmek gerekmez. Cimrinin davetine de gitmemelidir!
Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Cömerdin yemeği şifa, cimrinin yemeği hastalıktır.) [Dare Kutni]
Samimi olarak davet edilen yere gitmelidir! Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Davete icabet etmeyen, Allah’a ve Resulüne asi olmuş olur.) [Buhari]
(Müslüman kardeşine ikram eden, Allahü teâlâya ikram etmiş olur.) [İsfehani]
(İki kişi birden davet ederse, kapısı yakın olana icabet et! Çünkü kapısı yakın olanın hakkı daha önce gelir.) [Buhari]
El öpmek
Sual: Bayramda herkesin eli öpülür mü, yani kimlerin eli öpülür, kimlerin eli öpülmez?
CEVAP
Herkesin
eli öpülmez. Ana babanın, bir de âdet olduğu için yaşlı akrabaların
elini öpmek caizdir. Arkadaşın elini öpmek haramdır. Kadın kocasının
elini öpebilir, fakat, kendine namahrem yani yabancı erkeğin, erkek de
yabancı kadının, zaruret olmadıkça, elini öpemez.