Bir yaz günüydü. Ezan vakti yaklaşmıştı. Halife Hz.Ömer (r.a.) ağır ağır
camiye gidiyordu. Bu sırada bir çocuğun süratli adımlarla yürüdüğünü gördü.
Acaba çocuğun bir ihtiyacı mı vardı; bu telaşın sebebi neydi?
Halife Ömer
(r.a.) çocuğu sordu:
- Yavrucuğum! Nedir bu telaşın, bir derdin mi var,
niçin bu kadar hızlı gidiyorsun?
- Camiye gidiyorum, amcacığım, diye
cevap verdi.
- Yavrucuğum! Daha senin yaşın küçük. Sana namaz farz değil.
Niçin bu kadar telaşlanıyorsun?
Çocuk onu ayıplar gibi hayret dolu
bakışlarla Halife'ye baktı ve şöyle dedi:
- Bu işin hiç küçüğü büyüğü
olur mu? Hem bu yaşta namaza alışmazsam büyüğünce kılmak zor
gelebilir.
Halife Hz.Ömer'i bir düşüncedir aldı. Gözleri buğulandı ve
ağzından şu cümleler döküldü.
- Ey Rabbim! Bu çocuk ne akıllı, ne iyi bir
çocuk. Büyüklerde bulunması gereken ruhu taşıyor.
camiye gidiyordu. Bu sırada bir çocuğun süratli adımlarla yürüdüğünü gördü.
Acaba çocuğun bir ihtiyacı mı vardı; bu telaşın sebebi neydi?
Halife Ömer
(r.a.) çocuğu sordu:
- Yavrucuğum! Nedir bu telaşın, bir derdin mi var,
niçin bu kadar hızlı gidiyorsun?
- Camiye gidiyorum, amcacığım, diye
cevap verdi.
- Yavrucuğum! Daha senin yaşın küçük. Sana namaz farz değil.
Niçin bu kadar telaşlanıyorsun?
Çocuk onu ayıplar gibi hayret dolu
bakışlarla Halife'ye baktı ve şöyle dedi:
- Bu işin hiç küçüğü büyüğü
olur mu? Hem bu yaşta namaza alışmazsam büyüğünce kılmak zor
gelebilir.
Halife Hz.Ömer'i bir düşüncedir aldı. Gözleri buğulandı ve
ağzından şu cümleler döküldü.
- Ey Rabbim! Bu çocuk ne akıllı, ne iyi bir
çocuk. Büyüklerde bulunması gereken ruhu taşıyor.