Hz. Enes (r.a) anlatıyor:
Hz.
Peygamber'in (s.a.v) Ashabından Ebu Ma'lek diye birisi vardı. Bu zat,
kendisi ve başkaları adına tüccarlık yapar; ticaret için uzak bölgelere
giderdi. Kendisi, çok ibadet ehli ve takva sahibi güzel ahlaklı bir
insandı. Yine bir gün ticaret için yola çıkmıştı. Önünü bir silahlı
hırsız kesti; ona:
- Elinde ne varsa getir önüme koy, seni öldüreceğim! dedi. Ebu Ma'lek:
- İşte malım, al senin olsun; beni bırak dedi. Hırsız:
- Ben malı değil, seni öldürmek istiyorum, dedi. Ebu Ma'lek:
- Biraz müsaade et de dört rekat namaz kılayım, dedi. Hırsız:
- İstediğin kadar kıl, dedi.
Ebu Ma'lek, abdest aldı, sonra namaz kıldı; namazdan sonra ellerini açtı ve:
-
Ey Yüce dost, ey Yüce Arşın sahibi her istediğini yapan Allahım!
Kimsenin aksine bir şey yapamadığı izzet ve kudretinin hürmetine,
kimsenin zulüm ve haksızlık görmediği saltanatının hürmetine, Arşını
dolduran nurunun hürmetine şu hırsızın kötülüğünden beni korumanı
istiyorum. Ey kendisinden yardım istenen Rabbim, bana yardım et.
Diye
dua etti, bu duasını üç defa tekrarladı. O esnada bir atlı belirdi.
Elinde demirden bir mızrak vardı, mızrağı atının iki kulağı arasına
koymuş bir şekilde süratle hırsıza doğru yöneldi. Hırsız atlıyı görünce
ona döndü, atlı elindeki mızrağı ile hırsıza bir vurdu, hırsız öldü.
Atlı Ebu Ma'lek'e dönerek:
- Kalk, dedi. Ebu Ma'lek:
- Anam babam sana feda olsun, sen kimsin, bu gün Allah seninle bana yardım etti? diye sordu. Atlı:
-
Ben dördüncü kat gökte bulunan bir meleğim. Sen ilk dua ettiğin zaman
göğün kapılarının gıcırdayıp ses verdiğini işittim. İkinci kez dua
yapınca gökte bulunan meleklerin feryadını işittim. Sonra üçüncü kez
dua edince, bana: "Bu, skıntı içindeki bir kulun duasıdır." Dendi. Ben
Yüce Allah'tan dua edene yardım ve hırsızı öldürmek için izin istedim.
İzin verildi ve sana yardıma geldim." Dedi.
Hz. Enes (r.a) demiştir ki:
"Kim
bir abdest alır, dört rekat namaz kılar ve bu dua ile Allah'tan bir şey
isterse, sıkıntı içinde olsun olmasın, duası kabul edilir." (1)
(1) İbnu Ebi'd-Dünya, K.Mücabe'd-Da've,No.23; İbnu Haber, el-İsabe, IV, 182; Kandehlevi, Hayatu's-Sahabe, V,180.
Hz.
Peygamber'in (s.a.v) Ashabından Ebu Ma'lek diye birisi vardı. Bu zat,
kendisi ve başkaları adına tüccarlık yapar; ticaret için uzak bölgelere
giderdi. Kendisi, çok ibadet ehli ve takva sahibi güzel ahlaklı bir
insandı. Yine bir gün ticaret için yola çıkmıştı. Önünü bir silahlı
hırsız kesti; ona:
- Elinde ne varsa getir önüme koy, seni öldüreceğim! dedi. Ebu Ma'lek:
- İşte malım, al senin olsun; beni bırak dedi. Hırsız:
- Ben malı değil, seni öldürmek istiyorum, dedi. Ebu Ma'lek:
- Biraz müsaade et de dört rekat namaz kılayım, dedi. Hırsız:
- İstediğin kadar kıl, dedi.
Ebu Ma'lek, abdest aldı, sonra namaz kıldı; namazdan sonra ellerini açtı ve:
-
Ey Yüce dost, ey Yüce Arşın sahibi her istediğini yapan Allahım!
Kimsenin aksine bir şey yapamadığı izzet ve kudretinin hürmetine,
kimsenin zulüm ve haksızlık görmediği saltanatının hürmetine, Arşını
dolduran nurunun hürmetine şu hırsızın kötülüğünden beni korumanı
istiyorum. Ey kendisinden yardım istenen Rabbim, bana yardım et.
Diye
dua etti, bu duasını üç defa tekrarladı. O esnada bir atlı belirdi.
Elinde demirden bir mızrak vardı, mızrağı atının iki kulağı arasına
koymuş bir şekilde süratle hırsıza doğru yöneldi. Hırsız atlıyı görünce
ona döndü, atlı elindeki mızrağı ile hırsıza bir vurdu, hırsız öldü.
Atlı Ebu Ma'lek'e dönerek:
- Kalk, dedi. Ebu Ma'lek:
- Anam babam sana feda olsun, sen kimsin, bu gün Allah seninle bana yardım etti? diye sordu. Atlı:
-
Ben dördüncü kat gökte bulunan bir meleğim. Sen ilk dua ettiğin zaman
göğün kapılarının gıcırdayıp ses verdiğini işittim. İkinci kez dua
yapınca gökte bulunan meleklerin feryadını işittim. Sonra üçüncü kez
dua edince, bana: "Bu, skıntı içindeki bir kulun duasıdır." Dendi. Ben
Yüce Allah'tan dua edene yardım ve hırsızı öldürmek için izin istedim.
İzin verildi ve sana yardıma geldim." Dedi.
Hz. Enes (r.a) demiştir ki:
"Kim
bir abdest alır, dört rekat namaz kılar ve bu dua ile Allah'tan bir şey
isterse, sıkıntı içinde olsun olmasın, duası kabul edilir." (1)
(1) İbnu Ebi'd-Dünya, K.Mücabe'd-Da've,No.23; İbnu Haber, el-İsabe, IV, 182; Kandehlevi, Hayatu's-Sahabe, V,180.