Namaz kılmanın bereketi
Salih bir zatın
komşusu pazarcılık yapar, işten eve gelince çilingir sofrasını kurarak
her gece gürültü yapardı. Salih zat, komşusunun gürültüsünden rahatsız
olduğu için, başka bir eve taşındı, bir kaç gün sonra da bu komşunun
vefat etmesi üzerine tekrar eski evine taşındı.
Bir gün kapı çalındı, kapıyı açıp bakar ki boyu, gök yüzüne kadar uzanan bir adam. Ne istediğini sorunca, adam der ki:
- Kazmayı al benimle gel.
- Sen kimsin, beni nereye götüreceksin, bana ne yapacaksın?
- Sus, kazmayı al benimle gel.
Kazmayı
alır beraber giderler, mezarlığa gelirler. Bir mezarı göstererek burayı
kaz der. Mübarek zat gösterilen mezarı kazar, dur der, bir tuğla
çıkarmasını söyler ve bir tuğla çıkartır, tuğlayı çıkardığın delikten
mezarın içine bak der, bakar ki, komşusu Cennette ve üstelik tahtta
oturuyor, tahtı da var.
Mübarek zat şaşırır, bu benim vefat eden komşum der. Bu nasıl olur? Peki ben nerede hata yaptım? der.
O zat da der ki, vefat eden komşun her günahı işlerdi; fakat namazını hiç bırakmazdı ve namazın arkasından da şöyle dua ederdi:
Ya
Rabbi biliyorum günahım çok; fakat Peygamberimizi sallallahü aleyhi ve
sellem, ehli beytini, aralarındaki savaşlar ne sebeple olursa olsun,
Eshabı Kiramı ve onların yolunda olanları seviyorum, onların hatırına
günahlarımı affet, bana Cennetini ihsan et diye dua ederdi. Namazlarını
ve bu duayı hiç bırakmazdı. Bu hasleti onun kurtulmasına sebep oldu.
Salih bir zatın
komşusu pazarcılık yapar, işten eve gelince çilingir sofrasını kurarak
her gece gürültü yapardı. Salih zat, komşusunun gürültüsünden rahatsız
olduğu için, başka bir eve taşındı, bir kaç gün sonra da bu komşunun
vefat etmesi üzerine tekrar eski evine taşındı.
Bir gün kapı çalındı, kapıyı açıp bakar ki boyu, gök yüzüne kadar uzanan bir adam. Ne istediğini sorunca, adam der ki:
- Kazmayı al benimle gel.
- Sen kimsin, beni nereye götüreceksin, bana ne yapacaksın?
- Sus, kazmayı al benimle gel.
Kazmayı
alır beraber giderler, mezarlığa gelirler. Bir mezarı göstererek burayı
kaz der. Mübarek zat gösterilen mezarı kazar, dur der, bir tuğla
çıkarmasını söyler ve bir tuğla çıkartır, tuğlayı çıkardığın delikten
mezarın içine bak der, bakar ki, komşusu Cennette ve üstelik tahtta
oturuyor, tahtı da var.
Mübarek zat şaşırır, bu benim vefat eden komşum der. Bu nasıl olur? Peki ben nerede hata yaptım? der.
O zat da der ki, vefat eden komşun her günahı işlerdi; fakat namazını hiç bırakmazdı ve namazın arkasından da şöyle dua ederdi:
Ya
Rabbi biliyorum günahım çok; fakat Peygamberimizi sallallahü aleyhi ve
sellem, ehli beytini, aralarındaki savaşlar ne sebeple olursa olsun,
Eshabı Kiramı ve onların yolunda olanları seviyorum, onların hatırına
günahlarımı affet, bana Cennetini ihsan et diye dua ederdi. Namazlarını
ve bu duayı hiç bırakmazdı. Bu hasleti onun kurtulmasına sebep oldu.